Ahmet TEZCAN
İlk 100’e giremedik?!
1.3.2018
İstanbul ilk 100 listesinde var.
Bursa, Adana, Konya, öteki şehirlerimizin adı bile geçmiyor. Bir kere neye göre, kimler, nerede bu araştırmaları yapıyor bunlar çok önemli. Tarihi, coğrafi özellikler bu araştırmada kıstas olarak göz önüne alınıyor mu, yoksa sadece ekonomik verilere göre mi yapılıyor bilinmesi lazım. Sokakta bizim vatandaşımıza mikrofon tutulsa, hangi meslek grubu olursa olsun bizim şehirlerimiz bir numara çıkar.
Şehirler esasen sevgi boyutuyla değerlendirilir.
Sevmediğin şehir dünyanın en güzeli ve en değerlisi olsa ne yazar?! Bizim için İstanbulumuz, Ankaramız, Erzurumumuz veya diğerleri dünyanın en güzel, en sevimli ve en değerli şehirleridir, hepsini ayrı ayrı severiz. Ha, severiz de bizim şehirlerimize sevdiğimiz gibi muamele eder miyiz? Bu soru çok önemlidir. Şehrin mobilyalarını gerektiği gibi korur muyuz? Binaya şebeke çekeceğiz diye yeni dökülmüş asfaltı keser miyiz? Çöpümüzü en gereksiz zamanda en olmadık yere bırakır mıyız? Sorularına herkes kendi zaviyesinden cevap bulacaktır muhakkak?!
Konuya ilişkin habere ekrandan şöyle bir kulak verdim; İstanbul için 195 milyar dolar gibi bir rakam telaffuz edildi. Ankara için çıkan rakamsal değer yanlış anlamadıysam 45 milyar olarak ifade ediliyor.
Haberin aslını çeşitli kaynaklardan araştırdım ama verildiği şekliyle haber metnine ulaştım desem doğru olmaz. Elime geçen Alman asıllı bir istatistik şirketinin yaptığı araştırma oldu. Şirket, otel ücretleri ve eğlence yerlerinde günlük harcanan para miktarına göre bunu hazırlamış.
Derlenen bilgilere göre 100 tatil kenti arasına Türkiye'den de üç yerleşim merkezinin girdiği ifade ediliyor. Bunlar İstanbul ve Antalya'nın yanı sıra Marmaris'in listeye girdiğidir.
Araştırmada en pahalı şehir olarak kişi başı günlük ortalama 370 Euro harcamasıyla New York öne çıkıyor. Türkiye'den listeye giren şehirlerde günlük ortalama 111 Euro harcama yapılıyormuş. Şimdi bundan "cebine üç-beş kuruş koyan bizim memlekete geliyor" yani biz "ucuz turist" ülkesiyiz" anlamını mı çıkaralım? Malum film kahramanı Muro'nun dediği gibi "insan sevgimiz" her şeyin önüne geçiyor. Sırt çantasıyla otobüsten inen Anadolu'da "misafir" muamelesi görüyor, hattâ "yazık" denilerek ikram ediliyor. Dolayısıyla her yıl yüzlercesi cep harçlığıyla bütün bir Anadolu'yu gezip gidiyor. Ondan sonra da "ucuz şehir" kategorisine giriyoruz, öyle mi?!