Ahmet TEZCAN
Hasbıhal
22.11.2014
Belli bir dönem de olsa çocukların istenmeyen davranışlar içinde bulunmaları ebeveynler için endişe kaynağıdır ve sürekli şikayet konusudur. Kısaca "kuşak çatışması" olarak ifade edilen anlaşmazlıkların sosyal, kültürel hâtta cinsel bir yığın izahı yapılmaktadır. Çocuk eğitiminde taa bebeklikten başlayarak onların bütün taleplerine hep karşı çıkmak yahut onların her istediğine olumlu karşılık vermek çok önemli.
Öncelikle bunu bilmek gerekiyor.
"ELE-GÜNE KARŞI" durum nedeniyle GÖRSELLİK daha ağır basıyor.
Halbuki biz "içsel, işitsel" bir medeniyetin çocuklarıydık, onun için temel eğitimimiz "OKU"mayı emrediyordu.
Batının yeniden keşfedip BEST-SELLER yaptığı Hz Mevlâna'nın 26 bin beyitlik Mesnevisi'nin "Bişnev" yani DİNLE diye başlaması da bundandı.
Çünkü insanı sadece okumak ve dinlemek değiştiriyor, geliştiriyor, yükseltip yüceltiyor, yeme-içme, giyinme, gezmeyle değil... Gezdiklerimizi gördüklerimizi anlatmaktan da büyük zevk duyarız. Nasıl bir duygu uyandırdığını düşünmeyiz.
Görsellik insana yetmez, çabucak eskir, hemen değişmesi istenir. Çocuklar bunun için yeni oyuncaklar isterken, anne-babalar da bir imkan bulduklarında hemen arabalarını, evlerini, hatta muhitlerini değiştirme eğilimindedirler.
Yaşadığımız hayatın kurallarını kendimiz çizmek isteriz, tabi olmayı bilmeyiz, istemeyiz de.
Çünkü çağın anlayışında böyle bir şey yok artık. O yüzden hepimiz sesimizi yükseltmek ihtiyacı duyarız. Sesimizi değil, sözümüzü yükselterek belki daha kolay anlaşabileceğimizi bir türlü bilemiyor, bulamıyoruz. Bizden bir şey bulamadıysanız(!) Batılı bir eğitimci olan Leo Buscaglia'nın "Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek" adlı eserini mutlaka okuyun. Leo, gerçek mutluluk kaynağını "BEN" değil, "BİZ" diyerek bulabileceğimizi, sevgiyle sağlıklı ilişkiler kurabileceğimizi söylüyor. Geçen hafta biz de bunu söylemiştik ama Mesnevî'den söylemiştik, "BİLGİ-İLGİ ve İLLAKİ SEVGİ" demiştik.