Bizim bir semerci hikayemiz vardır, siyaset hayatımıza
'cuk' oturur.
Siyasi partilerimizden biri kongre veya kurultaya mı gidiyor benim aklıma
'şıp' diye
"semercinin hikayesi" düşer.
Hemen nedir, ne ilgisi var demeyin, bakın semerden bile çıkarılacak dersler var.
***
Eskiden semer ustaları bir talep gelince hee deyip hemen kabul etmezlermiş siparişi.
Usta, en önce semer vurulacak eşeği sorarmış,
"Aha bu" deyip gösterirseniz, bu defa kimin oturacağını sorarmış.
Eşek senin, semere oturacak olan da sensen mesele yok. Önce eşeği şöyle bir süzermiş, sonra sahibine bakarmış. Öyle süzermiş ki, zannedersiniz semer sizin sırtınıza vurulacak!
"Eşek tamam da, sende o semere oturacak mabat var mı", meğer döndere döndere ona bakarmış semerci ustası.
Oysa semer dediğin nedir ki, bir parça keçi derisi, bir tutam saz... Çatılır, dikilir, sökülür neticede semer ortaya çıkar.
Ama öyle değil işte,
'semer' deyip geçmiyor ustası, işini ciddiye alıyor.
Semercilikten de çıkarılacak dersler var:
Bir kere, her semer her eşeğe vurulmuyor, her semere de oturulmuyor...
Semerciliğin de bir marifeti var.
Semer dediğin altıyla eşeği, üstüyle oturanı rahatsız etmeyecek, altı üstüne denk olacak yani. Aksi halde ne eşek o semeri sırtına vurdurur, ne de oturan rahat bulur.
***
"Devletin, Cumhuriyet'in, çok partili hayatın ve nihayet ülkemizde demokrasinin kurucusu" olma iddiasındaki
CHP'nin neticedeki adı
"kurultay partisi"ne çıkmış bulunuyor.
"Adın çıkacağına canın çıksın" derler. Dolayısıyla semerci hikayesinden
CHP'nin çıkaracağı büyük dersler var. Teşbihte hata olmaz, haşa ve kella kimseyi bir şeye benzetme gibi bir niyetim yok...
35 kurultay yapmışlar,
18'i olağanüstü...
"Bu kurultaydan güçlenerek çıkacağız.
Bundan sonra kurultaylar zamanında yapılacak.
Seçilen yönetime bir sonraki kurultaya kadar fırsat verilecek. Herkesin önü açılacak. Yerleşik demokratik kurallar ve tüzük ne emrediyorsa o yapılacak. Delege kavgası olmayacak. İlk seçimde parti iktidara taşınacak."
Vesaire vesaire…
***
Aynı terane devam ediyor. Parti binası, genel başkanı, tüm kadro değişse de
CHP değişmez, değişemez.
Solculuk iddiasında olanlar önce
CHP'yi feshedecekler, bir daha açılmamacasına hem de... Sonra
"kuruculuk" teranesinden vazgeçecekler. (
CHP devleti kurarken herkes partinin içindeydi.)
İş Bankası'nı yönetmekten de vazgeçecekler.
Hülasa, fiziksel değil, kimyasını değiştirecekler
CHP'nin ve ondan sonra belki bir şans bulabilirler. Çünkü bu milletin
CHP hafızası çok kötü.
"Atatürk'ü kaldırıp başına koysan
yüzde 30'u geçmez" diye bizzat kendileri söylüyor.