Bizim nesil
baharı hep
Hıdırellez ile bildi ve öyle kutladı,
6 Mayıs'tı bizim bahar bayramlarımız.
1 Mayıslar için
Bahar Bayramı denildi ama bayram olarak hiç kutlanmadı. "
Emeğin, işçinin bayramı" dense de o gün ortada ne işçi ne emekçi görebildik.
1 Mayıslarda vatandaş da zaten dışarı çıkmamaya gayret ediyor, belli yerlerden de uzak duruyor, çocuklarını da o gün eve erken dönmeleri için sıkı sıkı tembih ediyor.
Velhasıl bir türlü bayram olarak kutlanamaz oldu
1 Mayıslar.
21 Mart'lar da öyle...
Babaannemin
"sultan navruz"uydu
21 Mart, çiçekle anılırdı. Birkaç kök çiğdemi bir bardakta suya koyar, önüne oturduğu pencereden bahçeyi seyreder, sevinirdi.
Ne ateşten atlayan olurdu ne ideolojik bir anlam yükleyen,
21 Martlar bizim için sadece meteorolojikti.
***
Tartışma
70'li yıllara dayanıyor.
TİP'in bildirisinde, -
Sovyet tesiriyle olacak- "
Türk işçileri dünya işçi sınıfının sadece bir parçası" olarak nitelenip
1 Mayıs'a vurgu yapılınca bahar ile ilgisi kesildi, ondan sonra da zaten bir hayırı kalmadı
1 Mayısların..
Hele
Taksim inadıyla meydanlar eylemciye kalınca ne işçi konuşulur oldu ne de emek...
Toz duman ortalığı kaplayınca bir kısım sinsi deklanşörler de hemen mevzi alıyor ve
'en çarpıcı' kan ve gözyaşı manzaralarını kollamaya bayılıyorlar. Maksat haber değil, bağcı dövmek olunca bayram eylemciye kalıyor!
***
Haftaya
Hıdırellez ile girdik, dümdüz bir
Bahar Bayramı hıdırellez... Ne eli sapanlı, maskeli adamlar, ne
TOMA'lar var bu bayramda...
Militansız, maskesiz,
molotofsuz, asırlardır olduğu şekliyle ve anlamıyla dümdüz bir bayram olarak herkesin bir şekilde kutladığı bir bayram
Hıdırellez. Kargaşaya kan ve gözyaşına asla yer yok bu bayramda, memleketin
1 kuruş zararı da... Bilakis tam bir bahar sevinci ve neş'esiyle, "
Rahmetini esirgeme ülkemizden" diyerek dualarla sessiz sedasız kutlanır.
Eskiden torunlara soğan kabuğunda yumurta boyanırdı, boyalı yumurtalar çayırda yuvarlanırken yeni nesil ve yeni ürün için dilek tutan ağzı dualı ihtiyarlarımız vardı.
Mayısın 6'sı oldumu kırlara çıkılır, bebekler ninelerin dizlerinde uyutulurken gelinler, kızlar da bir türkü tutturarak, "tekecen, yemlik, kuzu kulağı, güneyik" gibi yabani bahar otları kazarlardı kırlardan, evden getirdikleri sarmalar dolmalarla üç nesil bir arada yerler eğlenirlerdi.
***
Halâ bir yerlerde bu bahar coşkusunu böyle yaşayanlar mutlaka vardır. Biz, çocukluk hafızamızda kalanları söylüyoruz.
İnsanımız
Hızır ve İlyas peygamberlere hürmetini bereketle yaşıyor.
Yüzyıllara dayanan bir kültürdür
Hıdrellez, barbekü-mangal partisi değildir, içki de içilmez, bolluk, bereket umulur, rahmet dilenir bahar coşkusu böylece anlamlandırılır.
Ne hikmetse memleketin huzuru pahasına her sene
1 Mayıs'ı iple çekenler var.. Olmaz olsundiyor ve umutla bahar bayramınızı kutluyoruz.
Bir şeyi daha...
Pazar günü
ANNELER GÜNÜ ama Annemsiz... Onu rahmetle anıyor bütün anneleri de kutluyorum.