Ahmet TEZCAN
Üç aylar kutlu günler
1.5.2014
Daha önce yazmıştım, yeri geldi bir kere daha tekrarlamak da yarar var. Bizim insanımız, ölümün de bir nimet olduğunu, zor ölümün Allah korusun, ne büyük külfet, kendine, çevresine en büyük ıstırap olduğunu bilir. Bu bakımdan "İki gün yatak 3. gün toprak" beklentisi Anadolu insanına yaşam felsefesi olmuştur. Toprak, bu dünya için hayatın ana unsuru olduğu kadar, ötesine olan inanmışlığın da kuvvetli ifadesidir ve bir iman eseridir. Öyle bekler ve öyle umut ederiz. Ölüm beklenir mi demeyin, kâmil insan için ölümün hayattan farkı ne ki? Hayatın ve ötesinin sırlarına ermiş, insan denen varlığın tüm kodlarını çözmüş olan Büyük Velî Celaleddin Rumî, insanın üç kez doğduğunu anlatır. Üç doğum varsa üç de hayat var öyleyse?! İlkini "ana rahmine doğuş" olarak adlandırıyor, rızkı kandır diyor. Ana karnında bebeğin tek besin kaynağıdır KAN, damarlardan besleniriz? İkincisi "dünyaya, güne, güneşe doğuş" ki rızkımızın bir lokma ekmek bir sahan aştan ibarettir biliriz.. Hz. Pîr, ölümle dirildiğimiz üçüncü doğuşa dikkatimizi çekmek ve çevirmek için anlatıyor bunları.. Biz korkarken onlar açlıkla beslendiler, hayatın ötesini 'uykuda yan değiştirmek' kadar basit görüp ölümü de "düğün günü" ilan ettiler. Dilsiz, dudaksız, harfsiz, yönsüz, iklimsiz bir hayatın envai çeşit lezzetlerini bize anlatmaya çalıştılar.
İşte ÜÇ AYLAR girdi, Recep, Şaban, Ramazan mutlu ve mübarek günler.. İçinde tahmin ötesi sırlar barındıran SEÇİLMİŞ zamanların anlamını, önemini ve derinliğini bilen bilir. Seçilmiş diyorum çünkü SEÇİLMEK ona KIYMET yüklemektir. Hâlık, günü zamanı seçti Cuma, Ramazan, bayram, kutlu gece Kandil oldu… Taşı seçti elmas, zümrüt, yakut oldu… Toprağı seçti Hicaz oldu, üstüne Kâbe konduruldu... İnsanı seçti yaratılmışların en şereflisi oldu, nebi, eren, evliya oldu. Seçilmiş, kutlu günlerde yükselmek, yücelmek dileğiyle...