Ramazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ramazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Nisan 2020 Cuma

Müstesna zamanlar

Müstesna zamanlar
Ahmet Tezcan
Bütün zamanların sultanı olarak kabul edilen Ramazan’ı, bu defa boynu bükük karşılıyoruz. Nasıl olmasın; bu defa bu mübarek ayın ne teravih namazı olacak, ne de kadir gecesi!.. Ramazan’ı bu defa manevî coşku içinde değil, buruk, boynu bükük ve sükûn halinde içimizde yaşayacağız. Bütün zamanların Rabbi de bu halimize bakarak VİRÜS belasından bizi uzak kılabilir. Devletimiz, görevlilerimiz, doktorlarımız büyük gayretle çalışıyorlar, biz de evde kalalım ve bu mübarek ayda katkımızı dualarımızla zenginleştirelim.   
****
Ramazan müstesna bir zaman parçasıdır, bütün ayların içerisinde özel ve ayrıcalıklı kılınmıştır. Değerlendirebilen için de çok bereketlidir. Ramazan’a bu özelliği kazandıranın bir başka müstesna anı içinde saklayan KADİR GECESİ olmadığı ne malum?! Hepsi birbiri içinde bir mucize ve insana lutfedilmiş bir fırsattır. O anı değerlendirme gayreti içinde olalım istendiği için bu müstesna zamanlar saklanmıştır. Böyle saklı zamanların diğer zamanlara üstünlüğünü günümüz insanları mevcut ölçü, ölçekleriyle idrak edemez, aciz kalırlar. Özel hissiyata haiz bedenler ancak bu müstesna halleri hissedilebilir. Bu da bir lütuftur, ikramdır engin bir mutluluktur aynı zamanda. Herkes de o ikrama müstahak olamıyor. Biz bunu Mevlâna’ların, Yunuslar’ın coşkularından anlayabiliyoruz. Günümüz insanı olarak bizler görüp dokunduklarımızı bile anlamada zorlanıyoruz, BEREKET denilen olguyu nasıl kavrayacağız?
Virüs belası dünya gündemine yerleşmiş buluyor. İnsanlığın içine düştüğü bu hali insanların iyi idrak etmesi gerekiyor. Meselenin sadece biyolojik boyutuyla anlaşılıp değerlendirilmesi yetmez. Toplam’da 2 gramı bile bulmayan bir yapı koskoca dünyayı nasıl esir almış, bizleri evlerimize hapsetmiştir. İnsanlık neden böyle bir belaya muhataptır? Bütün kavramların yeniden tanımlanmaya doğru gittiği düşünülebilir mi?
****
Uğruna savaşlar çıkarılan petrolün sıfır değere düşeceği geçen yıl söylense kim inanırdı? Dev petrol şirketleri bugün satamadıkları petrolün boru hatlarından çekilmesi için üste para teklif ediyorlar.
Kim bilebilirdi Kâbe dâhil, Vatikan, Budist tapınakları tüm mabetler, bütün şehirler boşalacak, korkudan herkes evlerine çekilecek?! Birisi bunları önceden söyleseydi “Hadi oradan” diyecektik. İnsan olarak içinde yaşadığımız dünyayı, bize sunulan nimetleri, en çok da birbirimizi hırpaladık. Saygımızı, sevgimizi kaybettik, kör saplantılar içine düştük. Şükür ki yağmur yağıyor, güneş açıyor.. Yarın bu biyolojik âfete meteorolojik âfetler eklense, kıtlık-yokluk olsa Allah korusun, ne hale düşeriz?! İyi ki bir devlet yapımız var, milletimizin tarihinden, kadim kültüründen aldığı bir aklı selîmi, sağ duyusu var diye şükretmeden geçemiyorum.
Bu vesileyle Ramazanınız mübarek olsun, çocuklarımızın da 23 Nisan bayramlarını kutluyorum. Bahara, yaza hasret kalmayız inşallah.