25 Ağustos 2021 Çarşamba

ANKARA İŞE EL ATINCA 4 ÖDÜL BİRDEN GELDİ

 

Ankara Üniversitesi, en yakın zeytin ağacına 450 km uzakta ama 1986 yılında başladığı zeytin çalışılmalarından sonra bakın neler oldu ve bunlar İLK KEZ oldu:

  • Hem Ar-Ge hem ticari anlamda Mobil zeytinyağı fabrikası projesiyle gen kaynakları ekonomiye kazandırıldı.
  • Uluslararası Zeytincilik Sempozyumu (ISHS-5th International Olive GrowingSymposium) düzenlendi. 
  • Uluslararası Zeytin Konseyi Türk Delegasyonunda Danışmanve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kurumsal Üyesi oldu.
  • Zeytincilikle ile ilgili 6 bölümlük TRT belgeseli hazırlandı. (http://webtv.ankara.edu.tr/video/anadolu-mucizesi-zeytin)
  • AB Zeytincilikprojesi desteği alındı. 
  • Türkiye Büyük Millet MeclisiZeytincilikAraştırma Komisyonuna uzman danışmanlık hizmeti verildi. 
  • İlk kez sadece zeytin çalışan bir TEKNOKENT şirketine sahip oldu. 

Zeytincilikle ilgili sayısız Radyo ve TV programları, on-line veya yüz yüze eğitim faaliyetleri de cabası..

Bitmedi…

***

Yüksek Ziraat Enstitüsü olarak işe başlayıp,1948’den beri önemli işlere imza atan Ankara Ziraat, zeytinyağı ile temas edince..

Ülkemize uluslararası alanda 4 ödül birden kazandırdı. 

Çalışanı takdir edeceksiniz..

Bu bir erdemdir..

Çalışana da şevk verir, hız verir, onurlandırır. 

Münhasıran Bahçe Bitkileri Bölümü-ki Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya’nın büyük emeği vardır..

Zeytinle ilgili akademik çalışmalar, yurtiçi ve yurtdışı projeler ve yayınlanan makalelerini saymıyorum! 

Özetle bilimsel anlamda Ankara Üniversitesi zeytinciliğimize ciddi katkılarda bulunmuş

Ve bu anlamda bütün illere en yakın üniversite olduğunu da göstermiştir. 

Şimdi spesifik bir örnek vereceğim.

“İki devlet bir millet” dediğimiz Can Azerbaycan’dan bir iş insanı geldi;

Nurlan Yusufoğlu.. 

Azerbaycan Kültür Derneği’nin de kurucusu ve başkanıdır kendisi. 

Ankara Üniversitesi’yle yani Mücahit Hoca’yla temas edince Türkiye’de zeytinciliğe gönül verenlerden oldu. 

Ünlü filozof Aristo’nun mektep kurduğu Asos Behramkale’de zeytinciliğe başlayıp “Sıfır Atık” ileri teknolojisiyle ürettiği zeytinyağı ile tadım alanında Türkiye, 4 ULUSLARARASI ÖDÜL kazandı. 

Ankara Ziraat akademisyenleri, yatırımcı ve çalışanları da teşekkürü hak ettiler.

***

Mutfağın ötesinde bence zeytinyağı bir ilaçtır. 

Çiğ zeytinyağından cildinize, yüzünüze sürün, varsa yaranızı pansuman edin, iyileşecek, güzelleşecek, şifa bulacaksınız. 

Adım gibi inanırım ben buna. 

Yoksa en başta Kur’an-ı Kerîm olmak üzere bütün kutsal kitaplarda zeytinyağı neden konu edilsin ki?!

Bu arada siz hiç “Zeytinyağlı Dondurma” tattınız mı?! 

O da bir başka yazı konumuz olacak. 

Zeytin dostlarına ve Azerbaycan’a selam ve sevgiler.

18 Ağustos 2021 Çarşamba

"TİŞÖRT YAZILARINA KİM DUR DİYECEK?!

 

Ötesinde tam bir YOZ KÜLTÜR bence. 

“Yoz”; KABA, ADİ, BAYAĞI demektir. Ben buna “şeytanice, hileli, hatalı, bozuk” anlamlarını da yüklüyorum. 

***

Pek dikkat edilmiyor, hoşuna gitsin yeter ki.. 

Ne bulursa alıp giyiyor veya çocuklarına giydiriyor. 

“Bunun üzerinde yazan nedir, şu işaret ne anlama geliyor” diye hiç düşünmüyor. 

O masumların sırtında veya göğsündeki o yazılarla ne mesaj taşıdıklarını bilenler de gülüyorlar; ya acı acı yada kıs kıs ama gülüyorlar bunu bilesiniz.

***

Tişört veya şapka veya çanta üzerindeki yazılarla uğraşan biri var çok şükür hem de akademisyen. 

Konya Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi. Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci.

Yağmur Hoca “Tişört yazılarına kim DUR diyecek!” diye sormuş. 

Bilhassa tişörtlerle taşınan yazılarla ahlâk ve kültürümüze savaş açıldığını düşünüyor.

Aynen katılıyorum.

Satın aldığımız TİŞÖRT'lerin ön veya arka yüzlerinde neler yazdığını biliyor muyuz? 

"Nereden bilelim?" diyeceksiniz, çünkü hepsi İngilizce. 

Şimdi Hint, İbranî, Kafkas dilleriyle de mesajların verilmeye başlandığını söylüyorlar. 

“Tarz” olsun da ne olursa olsun alıp üzerimize geçiriyoruz.

Yozgat’ın Sorgun ilçesinde rastladım. Sırtında New York’daki ünlü özgürlük heykeli ve kocaman bir Amerikan bayrağı resmi taşıyordu. 

Resmi işaret ederek; 

“Ağır gelmiyor mu?” diye sordum, “Nasıl taşıyorsun” dedim. 

“Neyi abi?” dedi omzunun üzerinden tişörtünü çekiştirerek. 

“Amerika’yı” dedim, sırtında taşıyorsun?!

****

Doç. Küçükbezirci de arkasında "FOLLOW ME", "Beni takip et!" yazan ortaokullu bir kız çocuğuna sormuş, serde öğretmenlik var ya! 

"Kızım dedim” diyor, okulunu, kaça gittiğini soruyor ve "Tişörtün çok güzel ama üzerindeki yazının anlamını biliyor musun?" 

Çocuk da “bilmem” demiş, ne demek olduğunu sormuş. “Cevaplamadan önce” diyor hoca, 

“Biri senin peşinden gelse” derken çocuk irkilmiş, "Hayır" demiş "çok rahatsız olurum, korkarım" demiş. 

"Ama" demiş Hoca "Tişörtünde İngilizce 'BENİ TAKİP ET' yazıyor?!" 

Çocuk utanmış, tişörtü annesinin aldığını söylemiş filan.

Keşke o kadar olsa; “inanmıyorum” yazan tişörtle namaz kılanından, “sekse hazır” olduğunu alenen taşıyanlar var üzerlerinde. 

Ne hazindir ki diyor Hoca, bunun farkında olmayan yüz binler var. 

Ve bir ahlaksızlığın, densizliğin, kışkırtıcılığın, utancın, inançsızlığın aracı olduklarının farkında bile değiller!..

Ben de soruyorum, gerçekten bu tişört yazılarına KİM DUR DİYECEK?!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mı?!