19 Temmuz 2021 Pazartesi

ALO KURBAN TELE BAYRAM!


“Kurban”, kelime olarak yakın olma, yakınlaşma demek, “akraba” da aynı

kökten.. Binlerce yıllık gelenektir kurban ve her inançta vardır.

Kendine göre YÜCE olan büyük güce, bir büyük iradeye korku veya korunma saikiyle boyun eğip, teslim olmadır bir anlamda.

Nedir büyük güç?

YARATAN’dır..Her şeyin sahibi, kâinatı düzgün bir şekilde çekip çevirendir. Bizim inancımızda Allahuteala’ya isnat eder. Adı anılınca “celle celal” denir, adının, şanının yüceliği tazim ve takdis edilir.

On binlerce derece harareti bir kürenin içinde barındıran, milyonlarca canlıya rızkını veren, hayatta kalmasını sağlayandır O.

“ULUHİYYET”in yani ilahlığın tarifidir bu.

Kurban kesmek O’na tabi olmanın ve teslimiyetin somutlaşmış halidir. Öyle güçlü bir duygudur ki bu; sığınılan toteme, mabuda insanların, hattâ çocukların bile kurban edildiği dönemler olmuştur.

***

Son din İslâm da kurban kesmeyi yasaklamamış, ET değil, İBADET olarak devam ettirmiştir. Kurban kan akıtmadır ki, dinî olduğu kadar sosyolojik, psikolojik ve dahi ekonomik yönleri vardır, uzmanından öğrenilebilir.

“Ee kardeşim, ben inanmıyorum” deyip inkârı seçen, büyük patlamaya, tabiataişi bağlayan da varelbet ve fakat patlatan kimdir, kurdun kuşun bu harikulade mühendislik hesapları kimindir!

Hz. Mevlâna “Kâfire yani inkâr edene de şükran borcumuz var” der MÜNAFIK olmadığı için!Ya olduğumuz gibi görünecek ya da göründüğümüz gibi olacağız kurban bilmem anlatabildim mi?!

Şu da unutulmamalı: Dükkânı kapatınca ne alıp nasıl sattığımız maliye, belediyece soruluyor. Şu kısacık ömrün da bir hesap soranı olacak muhakkak. Can boğaza düğümlenmeden,“Ay vahşet! Binlerce hayvancık canından oluyor” zırtapozluğuna da düşmeden bir hazırlık mutlaka gerekiyor.

***

Zaten bayramlar da değişti, bir nevi “alo kurban”, “tele-bayram” devri yaşıyoruz. Kurban beslenmiyor kesilmiyor lakin sokaklar kedi köpekten de geçilmiyor. Çünkü insan diğer canlılarla birlikte yaşama arzusunda ve ihtiyacındadır. Müşterek yaşamanın adıdır hayat. Şimdi amca, dayı, hala, teyze bile unutuldu. Biz böyle günlerin örfünü adedini onlardan öğrenirdik. Şimdi devasa sitelerde yalnızlığa mahkûm olduk.

Yine Hz. Mevlâna’dan bir sözüyle bitirelim: Bir ipi iğneye geçirmek kolay, iki ipin iğneye geçmesi için bükmek gerektir vesselam.

Çoluk çocuk birlik bütünlük içinde, daha güzel bir hayata ulaşmak dileğiyle bayramınızı kutluyor mutluluklar diliyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder