GEL DE YAZMA
İNSANLIĞIN AŞIYLA İMTİHANI ilk önce Çiçek Hastalığı ile başlamıştı. Bu aşıyı
üreten Pasteur, ilk araştırmaları sırasında bütün devlet başkanlarına birer yazı
göndererek yardımlarını istemiş.
Abdülhamid Hân’ın eline yazı ulaşınca “Derhal” demiş, “ama bir şartım var”
diyerek çalışmanın İstanbul’da sürdürülmesini istemiş.
Cennet mekân, Büyük Sultan’ın B Planı hazır..
İstanbul teklifi kabul görmeyince Pasteur’e bir Mecidiye Nişanı ve 10 Bin altın
yolluyor. Ancak bu yardım çiçek aşısı çalışmalarına dahil olmaları şartıyla üç
uzman ile yollanıyor:
Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den Müderris Zoeros Paşa, Dr. Yrb. Hüseyin
Remzi ve Veteriner Hüseyin Hüsnü beyler böylelikle Pasteur’ün aşı çalışmalarına
dahil oluyorlar. Dönüşte de kemik iliğine şırınga edilmiş kuduz aşısını memlekete
getirip çalışıyorlar.
****
Bizde aşı çalışmasının ondan da önce başladığı tarihi vakıadır. İngiltere
Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu 1718’de ülkesine bir mektup gönderir.
İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” in uygulandığını bu
mektupta hayretle bildirir. Elçinin eşi Osmanlı hamamlarında uygulamaya
rastladığını Papa’ya da bir mektupla bildirir ve izin ister. Tarihçiler bunun aşı
yapımına ilişkin en eski belge olduğunu yazarlar.
****
Bir zaman AİDS gündemdeydi, Afrika’da bir maymundan insana geçtiği filan
tartışıldı. Çiçek aşısı kılıfı altında bunun Kara Kıta insanlarına zerk edildiği ve
böylelikle nüfusun üçte birinin 10 sene içinde yok edilmek istendiği hâlâ
tartışılmaktadır.
Aslında DÜNYANIN YÖNETİCİLERİ(!); (bakın DEVLETLER demiyorum) bunu
bütün dünya için düşünüyorlar. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar sınırına
geleceğini hesaplayıp “dünya insanlara yetmeyecek” diye panikliyorlar.
“Dünya bize yetmez” şeklinde anlıyoruz biz bunu ve nüfusu azaltmak için her
yolu deniyorlar diye düşünüyor ve soruyoruz:
Dünya Sağlık Örgütü neden ağırlıklı olarak insanın bağışıklık sistemi üzerine
çalışıyor? Neden ABD Savunma bakanlığı, fazlaca aşıyla, sağlık işleriyle
uğraşıyor? Birisi (Mr. Segal) “Bu işler ev yapımı” deyince CİA hemen kendisini
ziyaret ediyor, neden?
****
Öyle olunca bizler HİV, Hepatit, (şimdi de Covit) bilumum aşılamalardan ister
istemez şüphelenir olduk, kafamız ambale oldu. Biz ona “anvele” derdik, nedir o
bilir misiniz? Aşırı yüklenmeden şaşırmak, bunalmak, iş göremez, düşünemez
duruma düşmektir!!!
Sabah Gzt.
0 yorum:
Yorum Gönder