26 Kasım 2020 Perşembe

ÖNCE İNSAN..


GEL DE YAZMA 

Öğretmeni ben öğrencilerde, öğrencinin halinde, tavrında görmek istiyorum.

Öğretmeni sadece öğrencisine bakarak değerlendirmek de ona haksızlık olur

biliyorum ama; öğretmenin kalitesi öğrenciye yansımalı, bunu istiyorum.

Öğrencinin yetişmesinde bu bir zincir; en evvel aile, yetiştiği ortam ve sistemin

büyük payı var.

Hele ki müfredata kadar müdahil olan Fulbiright Komisyonu’nun işe el

atmasından sonra mesele nerelere varmıştır, anlatmak için sütun yetmez!..


****


Öğretmenin, en öncelikli, en ayrıcalıklı eğitim ve öğretimi alması için ne lazımsa

yapılması gerekir. Hiçbir masraftan kaçınılmayıp maaşı da en üst baremden

hesaplanmalıdır.

Onları İNSAN yetiştirmek için görevlendireceksin ve o görevle öğretmenlerin

yetiştirdikleri; Vali olacak, general, doktor, mühendis-mimar olacak, iş-bilim

adamı, esnaf-sanatkâr olacak..

Ama ÖNCE İNSAN olacak.


****


Cumhuriyet Türkiye’sinde şimdiye kadar 66 hükûmet görev aldı. Cumhuriyet

hükümetlerinde Milli Eğitim’de kaç bakan değişti bilir misiniz? Bakanlar

Kurulu’nun o zamanki adıyla İcra Vekilleri Heyeti’ni de dahil edersek bakan

sayısı 97 yılda 80’i buluyor. Her bakana ancak 1 yıldan biraz fazla icraat fırsatı

düştü. Aynı süre içinde diyelim ki sanayi veya tarım bakanları bu kadar sık değiş

midir, bilmiyorum?!


****


Öğretmenler Günü münasebetiyle eğitime damgasını vurmuş bir milli eğitim

bakanı olan Vehbi Dinçerler ile konuştum. Bir kitaba dökmüş düşündüklerini,

onun kitabından meseleye daha derin bakacağız.

Dinçerler, öğretmenlerin günü mesajını öğretmenlere teşekkürle sosyal medyada

şu sözlerle paylaşmış:

“Ülke geleceğinden en başta öğretmenlerimiz emin, memnun ve mesrur

olabilmeli ki, kutlayışımız bayram olsun. Öğretmenlerimiz eğitimin temel taşı,

bizim de baş tacımızdır. Ancak merkezine öğretmenimizi alan sistem güzel

ülkemizi yücelere taşıyacaktır. Derin saygı ve muhabbetlerimle.”

Özel, münhasır günler, hafta ve bayramlar da YERLİ ve MİLLÎ olmalı. Kuru, rutin,

ruhsuz kutlamalardan kaçarak, duyguya, sevgiye gark etmeliyiz ki hedefe çabuk

varalım diyor, biz de bu yazı günümüzde öğretmenlerimizi kutlayarak başarılar

diliyoruz.


Sabah Gzt.

19 Kasım 2020 Perşembe

KIŞ LASTİKLERİ

GEL DE YAZMA 


Karayolu ve trafik uzmanları KIŞ LASTİKLERİNİZİ TAKIN diye ısrarla uyarıyor.

Vatandaş da etrafına bakıyor; ne kar var ne yağmur!..

Günlük güneşlik hava, her zaman olduğu gibi bu önemli kış hazırlığında da bize

unutturuyor. Çünkü kışı karla birlikte düşünüyoruz.

Halbuki kış lastiğinin kar ve yağmurdan önce havanın soğumasıyla ilgisi var.

***

Uzmanları söylüyor; lastiğin yeri kavraması tutunması soğuk havada

zorlaşmaktadır, dolayısıyla fren sistemi ve mesafesi yaz mevsimindeki gibi sonuç

vermemektedir. Öyleyse kış lastiğini servisler kalabalıklaşmadan taktırıp

keyfimize bakacağız. Zaten 1 Aralıkta kanuni mecburiyet var, cezası da az değil;

yeniden artırılmadıysa 900 liraya yakın cezası var. Otoların kış hazırlığı yalnız

lastikle sınırlı değil, diğer donanımların da bulundurulması gerekiyor.

***

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği uzmanları, lastik seçme ve saklama konusunda da

vatandaşı uyarıyor, lastik yanağındaki KAR-ÇAMUR işaretlerine dikkat edilmesi gerekiyor.

Bu arada lastiğin saklanması da önemli. Bir dünya para verdiğimiz otomobil

lastiklerinin ömrü saklama biçimiyle yakından ilgili. Jantla saklanıyorsa lastikler

üst üste, jantsız dik şekilde muhafaza edilmesi tavsiye ediliyor.

***

Uyarılar boşa değil, bizim güvenliğimiz için yapılıyor.

Araç sahibiyseniz bütçenizin en ağır masraf kalemi otomobildir. Hele Ankara’da

bu diğer illere nazaran daha ağır çünkü Ankara, araç sayısında şampiyon.

Başkentte trafiğe kayıtlı 2 milyondan fazla araç var ve bunun yaklaşık 1,5

milyonu otomobil.

Hadi şimdi salgın var, normalde bu şehrin cadde ve sokaklarında her an 1 milyon

araç dolaşıyor.

Park kavgaları boşuna değil, evlerde bile yönetim “İkinci aracınızı garaja

sokmayın” diye yazılı-sözlü uyarılarda bulunuyor. Her evde birden fazla araç

var. Kişi başına araç sayısı en yüksek il Ankara. Dolayısıyla her konuda kişiyi

artık arabasıyla birlikte düşünmek gerekiyor.


Sabah Gzt.

12 Kasım 2020 Perşembe

YENİ DÜZEN


GEL DE YAZMA 

Hiç unutmayın, kafanızın bir yerine kazıyın bu ifadeyi. Dünyanın yeni

düzeninden söz edenler bunu boşuna söylemiyorlar. Değiştirirlerse yeni dünya

düzeninde GÜÇ başrolde olacak. Devletlerin değil, gücü elinde bulunduranların

sözü geçecek. Dünyada 200’ün üzerinde devlet bayrak dalgalandırıyor ama

hükmü geçenlerin sayısı iki elin parmak sayısını geçmez. Eskiden devletlerin

şirketleri vardı şimdi şirketlerin devletleri var. Çizgi filmlerden bilgisayar

oyunlarına her yerde her şeyin içindeler.

Türkiye’nin “İLK 10” hedefi boşuna değil. Erdoğan her fırsatta bunu

söylüyor, ülkemizin dünyanın ilk on ülke arasına girme çabasını anlatıyor.

Dünyanın farkında olanlar hep bunu söylüyor, Merhum Özal da sıkça bu noktaya

dikkat çekiyordu. Güçlü olacağız, olmalıyız, varlığımızın muhafazası için buna

mecburuz.


****


Geçen hafta ABD’de seçimler vardı, dünya bu seçimi konuştu.

Televizyonlar seçimin yaklaşık sonuçları alınana kadar özel yayın yaptılar.

Neredeyse mahalle mahalle sandık sonuçlarını verdiler, ABD’nin bütün eyaletleri

isim isim kafamıza kazındı adeta.. Trumpcılar, Bidencılar saatler süren açık

oturumlarda seyirciyi baydılar. Kimi konuşmacıların ABD vatandaşı oldukları

ortaya çıktı, meğer Türk TV’lerinde oy verdikleri parti adına konuşuyorlarmış!


****


“Dünyanın güçlüleri bugünkü dünya düzenini ortadan kaldırmak için

karanlık kulüplerde ve gizli toplantılarda buluşarak planlar yapıyorlar.” Bu cümle

Hollandalı yazar Robin de Ruiter’in KANBAĞI adlı kitabından. Yazar kendi

ülkesinde kitabını yayınlatamamış. Doğruyu söyleyenin köyden kovulduğu bir

dönem yaşanıyor. Ruiter kitabında dünyayı yöneten 13 SEÇKİN AİLE’den,

ilişkilerinden, her yere kolaylıkla sızabildiklerinden söz ediyor. Bu EN

TEPEDEKİLER’in ilgisi ekonomi başta olmak üzere SİYASET, DİN VE EĞİTİM

konularında yoğunlaşıyor.

ABD seçimi de bu savaşın bir parçasıydı. İki Amerikalı yarışmadı bu

seçimde, iki kutup da değil. ABD ile yetinmeyip bütün dünyaya gözünü diken

küresel yeni dünya düzencileri ABD’yi bu seçimde tamamen ele geçirmek

istediler. Neticede muvaffak oldular. ABD’nin dünyadan çekilmesini istemiyorlar.

ABD bundan sonra daha tehlikeli mecralara sürüklenecek ve bence daha tehlikeli

olacak. ABD’yi yeni dönemde Biden’ın yöneteceğini de sanmayın, o da söz

konusu güce tabi bir figür sadece.


Sabah Gzt.

5 Kasım 2020 Perşembe

BÜTÜN ACİL ÇAĞRILAR 112’YE


GEL DE YAZMA


            Bizim memleketimizde polise 155, Jandarmaya 156 çağrı numarası ile ulaşır, ambulansı 112 ile çağırırdık. Yangın ihbarları da lüzumsuz meşgul edilmiyorsa 110 numaralı telefondan yapılırdı. Sorumluluk duygusu taşıyan, vicdan sahibi bir görevli karşınıza çıkarsa acil çağrınız yerini bulur ve imdadınıza yetişilirdi. Şimdi artık öyle değil BÜTÜN ACİL ÇAĞRILAR artık tek numaradan, 112'den yapılacak. Polis, yangın, kaza, ambulans her türlü acil çağrı bu numaradan koordine edilecek. Ne zaman ihbar alınmış, kaçta çıkılmış, vaktinde olay yerine ulaşılmış mı bütün çağrılar tam saatiyle otomatik kaydedilecek. Benim anladığım sistem bu, 177 Orman Yangın ihbar hattı da buna dahildir umarım.

            Bu köşeden bizi takip edenler bilir, ortak acil çağrı servisi konusunda 2005 yılından bu yana yazılar yazıyorum. Eski haliyle sistemin bir anlam taşımadığı, numaraların hafızada tutulamadığı ve çağrıların zamanında karşılık bulmadığını herkes kabul ediyordu. Bu yüzden ihbar sistemi de bizim memleketimizde çalışmıyor, dolayısıyla asayiş, yangın vs acil konularda vatandaş desteği yeterince alınamıyordu. İller İdaresi ile çok yazıştık, vaktiyle bana hak verip çalışmalar hakkında bilgilendirenler de oldu. Ve nihayet, 112 ORTAK ACİL ÇAĞRI SİSTEMİ faaliyete geçmiş bulunuyor. Bir müjde oldu benim için adeta. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu birkaç gün önce bunu resmen açıkladı. Allah muhtaç etmesin de; artık bütün ACİL çağrıları 112 nolu telefondan kolayca yapabileceğiz. Sistemin birleştirilmiş olması bizim memleketimiz için çok önemli. Yıllardır terörle yüz yüze yaşıyoruz, belanın kavşak noktasındayız sanki. Şu güzel memleketin dört bir tarafı ATEŞ ÇEMBERİ iken çok geç kalmış bir hizmetin hayata geçirilmiş olması memnuniyet verici. Süleyman Soylu, sadece bu hizmet için bile teşekkürü hak ediyor.

            Amerikalılar 911 numaralı telefonla yıllardır bu hizmeti verimli bir şekilde kullanıyorlar. Hatta öyle ki bunalıma düşüp hayatına son vermeyi düşünenlerin bile son dakikada 911'den psikolojik destek aldıklarını biliriz. Sadece New York'ta halkın güvenliğiyle ilgili kurumlarda toplam 60 bin kişi çalışıyormuş. Sahi; nüfusu 5 milyonu geçen Ankara'mızda huzur ve güvenimiz için kaç kişinin çalıştığını sormayacağım ama; koskoca başkentte Büyükşehir Belediyesi'nin 153 numaralı hattında vatandaşın ne zaman muhatap bulup sağlıklı bir diyalog geliştireceğini doğrusu sormadan geçemeyeceğim?

Sabah Gzt.