22 Ekim 2020 Perşembe

EĞİTİMDE REFORM..

GEL DE YAZMA 


Zil çalıyor, haydi çocuklar sınıflara..” Sırt çantalarıyla telaş içinde koşuşturan öğrencilere her sabah tekrarlanan çağrıydı bu. Kocaman bir zil bina girişinde sallanırdı. Şimdi ne o zil var ne o telaş. Öğrenciler okullarını, okul öğrencilerini, herkes birbirini özledi. Ders başı ekran başında yapılıyor artık. Virüsün yalnızca bir sağlık sorunu olmadığı anlaşılmaya başladı. Yüzümüz gerçek olmayınca maskeler yüzümüz oldu. Kimseyi tanıyamıyoruz. Daha bir süre hayatın normale döneceğini sanmıyorum. Her şey değişiyor sanki, en önemlisi de eğitim.. Delikanlı üniversite kazanmış, ekran başında mühendis olacak düşünebiliyor musunuz?!

 ****

Sadece orta öğretim nüfusumuz Yunanistan’ın iki katı, kabaca 20 milyon öğrencimiz var. 2021 bütçesinde en büyük pay Eğitim’e ayrıldı: 146.9 milyar. Virüse rağmen Sağlığa 77.4 milyar, ateş çemberi içinde savunmamıza 61.5 milyar ayrıldı. Aslan payını Eğitim alıyor.  

Başkan Erdoğan İbni Haldun Üniversitesi’ndeki açılışta eğitime daha doğrusu iktidar olmaya dair çok önemli bir şeyler söyledi; “Fikren iktidar olamadık” dedi, “eğitimde topyekûn bir reformun şart” olduğunu söyledi. Demek ki neymiş, hükümette olmak iktidarda olmak anlamına gelmiyormuş. Yıllardır “İktidar-Muktedir” diye konuşuruz. İktidar olmak Eğitim’e hâkim olmakla mümkünmüş, Cumhurbaşkanı’nın sözlerinden bunu anlıyoruz. Şimdiye dek o makamlarda olup da bunu söyleyen hiç çıkmadı. Bu sözler boşuna söylenmez.

****

Eskiden koalisyonların en önemli pazarlığı Millî Eğitim üzerine olurdu. “Sizde olacak bizde olacak” diye müzakereler yürütülürdü. Adı “millî” idi ama bu milletin çocukları yıllarca “UYU UYU YAT UYU” ile alfabe heceledi, sürüngenlerin sindirim sistemini şekil üzerinde izaha çabaladık yıllarca..

Şimdiye kadar 70’ten fazla bakan görev yapmış Milli Eğitim’de, pek bişey değişmemiş. Bu defa değişecek, adı gibi eğitim de MİLLÎ olacak.

Peki, Eğitimi kim yönetip yönlendirmiş diye sorulduğunda karşımıza bir komisyon çıkıyor: FULBRİGHT KOMİSYONU.. Dördü Amerikalı 8 kişiden oluşan, ABD büyükelçisinin başkanı olduğu bir komisyon. Tek parti döneminin son hükümetiyle yapılan bir anlaşmayla kurulmuş, altında İsmet Paşa’nın imzası var. Yani bizim nasıl eğitilmemiz, neyi öğrenmemiz gerektiğine yıllarca bu komisyon karar verdi.

****

Kimler geçti bu tezgâhtan kim bilir?! Çok yazdık. Adını ABD’li bir senatörden alan, 150’dan fazla “gelişmemiş” ülkede, 70 küsur yıldır da ülkemizde faaliyette olan komisyonu bir de siz araştırın isterseniz. Amacı “Dünyada silahlı çatışma potansiyeline karşı atılan bir adım” olarak açıklanıyor. Savaş ateşinin hiç sönmediği, milyonların canından, yurdundan, yuvasından olduğu bu coğrafyada aynı aktörlerin rol aldığını düşünmek beyin yakıcı. Gerisini söylemeye dilim varmıyor.

Sabah Gzt.

0 yorum:

Yorum Gönder