13 Ağustos 2020 Perşembe

Seyyah gözüyle..

Sabah


GEL DE YAZMA

Ahmet Tezcan

Eski İngiltere Büyükelçisi Ankara’nın yeşilliklerini öve öve bitirememiş hatıratında, Falih Rıfkı’ya Ankara’nın bağlarından, bahçelerinden bahsetmiş. Bugünü görseydi diyorum belki de dilini yutardı her halde şaşkınlıktan!..

Fransız coğrafyacı George Perrot, 1800 lerde Ankara’ya gelmiş. Avgustus tapınağı kazısını o yapmış. Ermeni, Rum, Yahudi, Fransız ve İtalyan azınlıklardan, onların mezarlıklarından da söz ediyor. Zengin kesim o dönem şehrin güney doğusunda; süslü binalarda otururlarmış. Bugünkü Gaziosmanpaşa tarafları oluyor. Bir şey değişmemiş demek ki?! Türkler’in çoklukla Kale semtinde oturduklarını söylüyor Perrot..

Günümüzün gözde semti Çankaya’dan “Çengi Kayası” diye bahsediliyor.

Çankaya adı buradan gelmiş olmalı, “Çengi” ve “kaya” kelimeleri birleştirilmiş. Atatürk, Reisicumhur Köşkünü yaptırıp yerleşince Cumhuriyet eliti de çevresine toplanmış.

****

İstanbul’daki Alman Hastanesinin ilk Başhekimi Dr. Mordmann da 19. asrın sonlarında Ankara’yı ziyaret eden yabancılardan..

Kent insanlarının çalışkan olduklarından bahsediyor Dr. Mordmann, yün, yapağı, tiftik üzerine nasıl uğraş verdiklerini anlatmış.

Birkaç yabancı dışında Türk hekim yokmuş o zamanlar Ankara’da. Dr. Mordmann, Ankara’nın o zamanki hekimleri Palermolu Leonardi, Yunanlı Rigas, Udimeli Bartalomeo Malfatti ve Fransız Duclos gibi birkaç isim sayıyor.

Tournefort ve Texier isimli seyyahlar kuş uçmaz kervan geçmez zamanlarda ne için gelip dolaşmışlarsa; Ankara’nın sanayileşmesine dikkat çekmişler ve sanayi adına kayda değer bir şeye rastlamadıklarını anlatmışlar.

19 yüzyılın başlarında Ankara’da faaliyet gösteren Levant Company ve East İndia Company adlı şirketlerdeki çalışanlar da olumlu bir kayıt vermiyorlar; “Refah adına bir şey bulamadık” diye not düşmüşler hatıralarında..

****

Bunları ben Nejat Akgün’ün, “Burası Ankara” adlı kitabından öğrendim, ilginç bilgiler var.

Anladığım kadarıyla 19 ncu yüzyıl Ankara’sı “seyyahlar için iyi bir seçim olmasa” da gelip gezmiş, dolaşmış ve notlarını ülkelerine taşımışlar.

Şehir hayatı açısından şanssız dönemleri olmuş Ankara’nın, biz de bir yabancı gözüyle gezginlerin hatıralarından bunları öğreniyoruz ama bilgiler tatminkâr değil, sınırlı.. Başkentin dününü anlatan derli toplu hatırat var mıdır bilmiyorum. 

“Çete” diye adlandırılan zorbaların bahsi de geçiyor, Anadolu’daki ayaklanmalardan Ankara çok çekmiş.. Bugünle kıyaslandığında nasıl bir sonuç ortaya çıkar her yönüyle ayrıntılı incelemek gerek.

0 yorum:

Yorum Gönder