16 Temmuz 2020 Perşembe

Ayasofya ve 15 Temmuz




GEL DE YAZMA 
Ayasofya’nın ibadete açılmasının yankıları sürüyor. 15 Temmuz ihanetinin de
üzerinden tam 4 yıl geçti. Peki, bu ikisi arasında bir ilişki var mıydı? İşte bu
yazımızın esası bu olacak. Önce Ayasofya ile ilgili söyleyeceklerimiz var.
Bir kere bu millet Ayasofya’nın müze yapılmasını bir türlü kabullenememiştir.
Beş asırlık İslam mabedinin MÜZELİK olması milletin gönlünde makes
bulmamıştır. Muhteşem bir imparatorluğun paramparça olması maşeri vicdanı
kanatmışken; fethin sembolü, ecdat mirası Ayasofya’nın vasiyete rağmen
müzeye çevrilmesini kim ister? O fetih ve komutanı, dahi Hükümdar Fatih
Sultan Mehmet Han’ın İslam inancında dillerde ve gönüllerde pelesenk bir
karşılığı vardır. Fatih, bu fetihle Peygamberimiz (SAV) Efendimizin övgüsüne
mazhar olmuşken, ÖVÜLMÜŞ KOMUTAN’ın vasiyeti yok sayılabilir mi? Neticede
86 yıllık hasret bitmiş, Ayasofya’mız kim ne derse desin yeniden cami olmuştur.
Muhteşem mabed ziyarete de artık 7/24 açık olacaktır.

****

Ayasofya’nın ibadete açılması kararı DİNÎ değil MİLLÎ bir meseledir ve
aidiyetle alâkalıdır. Herkes elbet aidiyetine uygun söz ve davranış gösterecektir.
Bu kararın anlamı şudur: Ayasofya bizimdir ve nasıl kullanılacağına ancak biz
karar veririz. Çoğu kavram ve tanımlar dini olsa da olay millidir. Öncelikle bunun
iyi anlaşılması gerekiyor. “Namaz kılacaksanız cami mi yok” sözleri safsatadır.
“Zulüm 1453’te başladı” diyenlerin ürettikleri bir safsatadır. EGEMENLİK, Kayıtsız
Şartsız Milletinse Ayasofya kararı da millete aittir. Bu millet Ayasofya’yı elinde
kalan bu son vatan parçasının bir mührü, bir bakıma tapusu olarak görmektedir.

****

Sütü bozuk bir hamle ile bu millete ve vatana ihanet edenlerin giriştiği 15
Temmuz darbesi eğer başarılı olsa idi bakın ne olacaktı.
Hassasiyeti çok iyi bildikleri için hemen Ayasofya’yı ibadete açarak milletin
gönlünü almaya, ortalığı yatıştırmaya çalışacaklardı. Pensilvanya’daki
Besleme alay-ı vâlâ ile Türkiye’ye getirilecek ve ilk Cuma namazı onun
imametinde Ayasofya’da kılınacaktı. Gönlünde bu muhteşem mabedin 86 yıldır
cami olmasını besleyen ve bekleyen halkın Cuma namazı için akın akın İstanbul’a
gelmesi sağlanacak, Divanyolu’na uzanacak milyonluk cemaatle büyük bir gövde
gösterisine sahne olacaktı İstanbul. Ayasofya’yı da kullanacaklardı bir bakıma. En
dekolte TV’ler bile ekranlarını ardına kadar açacaktı bu iş için. Darbenin asıl
sahipleri de Türkiye’de FETÖ eliyle elde edecekleri “İslâm görüntülü iktidar” ile
yalnız Türkiye’yi değil, halkı Müslüman olan tüm coğrafyaları tek elden, Türkiye
üzerinden ve perde gerisinden yöneteceklerdi. Yönetme ne kelime, iliklerine
kadar sömürmeye devam edeceklerdi. Asıl o zaman MÜZELİK olan Türkiye
Cumhuriyeti Devleti olacaktı.
Şu çok iyi bilinmelidir ki; Ayasofya kararına tepki aslında Türkiye’nin
egemenlik hakkınadır o kadar.
Ve 24 Temmuz’da kim mihraba geçer söylemeyeceğim ama ilk Cuma namazı
Fetih Suresi ile kılınacak ve manevi coşkusu çok yüksek olacak. Her 24
Temmuz’da da bu yaşanacak.

0 yorum:

Yorum Gönder