Ahmet TEZCAN
Sıkıntının sebebi
9.1.2014
Çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz ülke olarak... Dikkat çekici olan; en güçlü olduğu bir dönemde Türkiye'nin bu sıkıntılarla karşı karşıya kalmasıdır.
Ezberini bozup düşünebilenler için bunun bir anlamı olmalı. Türkiye'yi güçlü kılan iki sihirli kavram var:
İSTİKRAR ve GÜVEN ortamı..
Türkiye'yi yolundan döndürmek isteyenler bunu bozma çabasındalar.
Bir siyasi irade on yıldan fazla yönetimde kalıyor, kabul edilebilecek bir durum mu bu?!
Kimse kimseye güvenmesin... Devlet vatandaşına, vatandaş devletine şüpheyle baksın. Hükümetler en fazla bir-iki yıl görevde kalsın, herkes birbiriyle uğraşsın, seçimler erkene alınsın, Türkiye içine kapansın, ekonomisi altüst olsun, yatırımlar dursun, kukla yöneticilerle koca bir ülke krizden krize bocalasın dursun. Ülkeyi bu hale nasıl düşüreceksin? Yöneticileri yolsuzlukla suçlayarak... Suçlayacaksın ki roket, tank motoru, nükleer santral gibi ortak yatırımlar, anlaşmalar yapılamasın, ortak girişimler gerçekleşmesin... Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi hep başkalarına bağımlı kalsın.
Kendi savunma konularını bile başka ülkelerin programlarıyla uygulamaya koysun. Tek cümleyle Türkiye kalkınmasın...
Bütün hükümetler için bu suçlamalar yapıldı, afaki suçlamalar bunlar, fısıltı ile yayıyorlar.
En kibar devlet adamlarından biri olan Menderes'i bu suçlamalarla darağacına gönderdiler. Yetinmediler iki en yakın arkadaşını da astılar.
Yetmedi, üç oğlunu bir sebeple ölüme gönderip zürriyetini kuruttular adamın.
Biz Hitit olsak bu coğrafyada bizi kendimize bırakmazlar, kendimiz yönetelim istemezler. Haşa melaikeyi kiram olsa bizi yönetenler yine bu suçlamalar yapılır.
Bu coğrafya, haini de kolay üreten bir coğrafyadır bunu iyi anlamamız lazım.
Ezberini bozup düşünebilenler için bunun bir anlamı olmalı. Türkiye'yi güçlü kılan iki sihirli kavram var:
İSTİKRAR ve GÜVEN ortamı..
Türkiye'yi yolundan döndürmek isteyenler bunu bozma çabasındalar.
Bir siyasi irade on yıldan fazla yönetimde kalıyor, kabul edilebilecek bir durum mu bu?!
***
Güven duygusu ortadan kalksın ki insanlar dört bir tarafa savrulsun, dolayısıyla ortak bir siyasi irade oluşturamasınlar...Kimse kimseye güvenmesin... Devlet vatandaşına, vatandaş devletine şüpheyle baksın. Hükümetler en fazla bir-iki yıl görevde kalsın, herkes birbiriyle uğraşsın, seçimler erkene alınsın, Türkiye içine kapansın, ekonomisi altüst olsun, yatırımlar dursun, kukla yöneticilerle koca bir ülke krizden krize bocalasın dursun. Ülkeyi bu hale nasıl düşüreceksin? Yöneticileri yolsuzlukla suçlayarak... Suçlayacaksın ki roket, tank motoru, nükleer santral gibi ortak yatırımlar, anlaşmalar yapılamasın, ortak girişimler gerçekleşmesin... Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi hep başkalarına bağımlı kalsın.
Kendi savunma konularını bile başka ülkelerin programlarıyla uygulamaya koysun. Tek cümleyle Türkiye kalkınmasın...
***
Sorsanız "Bunu kim ister? İnsan kendi ülkesi için böyle şeyler arzu eder mi? Biz de Türkiye güçlensin, kalkınsın, büyüsün istiyoruz ama..." Evet, ama ne?.. "Bunlar yolsuzluk yapıyorlar, rüşvet alıyorlar, ihalelere müdahale ediyor, akraba ve dostlarını kolluyorlar..."Bütün hükümetler için bu suçlamalar yapıldı, afaki suçlamalar bunlar, fısıltı ile yayıyorlar.
En kibar devlet adamlarından biri olan Menderes'i bu suçlamalarla darağacına gönderdiler. Yetinmediler iki en yakın arkadaşını da astılar.
Yetmedi, üç oğlunu bir sebeple ölüme gönderip zürriyetini kuruttular adamın.
Biz Hitit olsak bu coğrafyada bizi kendimize bırakmazlar, kendimiz yönetelim istemezler. Haşa melaikeyi kiram olsa bizi yönetenler yine bu suçlamalar yapılır.
Bu coğrafya, haini de kolay üreten bir coğrafyadır bunu iyi anlamamız lazım.
0 yorum:
Yorum Gönder