Ahmet TEZCAN
Sel suları dereleri arıyor
31.5.2018
Çok yoğun günler yaşıyoruz.. Siyaseten çok yoğun, inanç ve ibadet bakımından çok yoğun ve uzmanların her gün son dakika uyarıları yaptığı sağanaklarla iklim olarak çok sert ve yoğun günler yaşıyoruz. Zaten bizim ülkemiz ne çektiyse, ideolojik, jeolojik, meteorolojik kırılganlıklarından çekmiştir. En sonuncusundan başlayalım..
Ankara'da şehrin bir başından öte yakasına ulaşırken en az 15 derenin üzerinden geçeriz, daha doğrusu geçiyor idik. Ama bugün hemen herkesin adlarını çok bildiği ve fakat suyunu göremediği Ankara'nın Hoşdere'si, Kavaklıdere, Cevizlidere, Dikmen Deresi, Hacıkadın, Bülbülderesi, Akdere, Çayyolu ve daha niceleri.. Kimini kapattık üstünden yollar, bulvarlar geçirdik, kimileri sadece semt adı olarak kaldı. Ne zaman bir sağanak olsa Ankara'da, cadde ve sokaklarda çağıldayan sular sel olup eski derelerini arıyorlar sanki. Bulamayınca afet olup önüne ne çıkarsa alıp götürüyor.
Siyasi hava da seller sular gibi, liderler her gün bir meydanda. Çok önemli ve hayatî bir seçim bu.. Türkiye, elini kolunu bağlayan, gelişmesini, yükselmesini, çalışmasını engelleyen yönetim yapısını değiştiriyor. Rejim değil, sistem değişecek.
Memleketi kim yönetiyor, sorumlusu kim belli olacak. Cumhurbaşkanı-Başbakan kavgalarından çok çekti bu memleket, gücü, enerjisi, ekonomisi heba oldu yıllarca.
Şimdi bir Başkan olacak, Meclis ve Hükümet kendi işine bakacak, birinde sorun çıkar sistem tıkanırsa millete gidilecek.
Kimse başarısızlığı birbirinin üstüne yıkamayacak ve bürokrat geri çekilecek.
İşin özeti bu.. Ne ilginçtir, ülke olarak bizim bu istek ve tercihimize en çok yabancılar mani olmaya çalışıyor. Almanya'sı, Amerika'sı, Fransa'sı işin içindeler, medyasıyla, parasıyla ve var güçleriyle bilfiil, hepsi de bizimle birlikte Türkiye'nin seçim kampanyasındalar sanki. İtalya'da, Fransa'da, Almanya'da seçimler oldu, aylarca hükümetsiz kaldılar kimse hissetmedi ama bizim seçimler dünyanın gündemine oturuyor nedense?!
Ve Ankara'nın manevi ikliminde Ramazan; bütün ülkede olduğu gibi bereketi ve sükûnetiyle yoğun şekilde yaşanıyor.
İftar sofraları teravihler cıvıl cıvıl.
Temennim bu mübarek müstesna günlerin aynı yoğunlukla fakir fukaraya yansıtılması ve israf edilmemesidir. Çünkü gerçek ihtiyaç sahibine ulaşmayan hayır hasenat da israf olur. İsteyemeyeni, çalışamayanı, bulamayanı bulmak önemlidir.
0 yorum:
Yorum Gönder