19 Mart 2014 Çarşamba

Mesele belediye değil!

Ahmet TEZCAN

Mesele belediye değil!

20.3.2014

Mesele Gezi Parkı değil halâ anlamadın mı, tweetiyle uyandık... Şimdi de seçimin yegane meselesinin belediyeler olmadığını anladık. Meydan manzaraları da vatandaşın bunu böyle anladığını açıkça ortaya koyuyor. Yolsuzluk iddialarına filan pek itibar eden yok, bu tarz siyasetin inandırıcılığı yok çünkü. Rakibi alt edemiyorsan "çamur at izi kalsın" durumu zaten fevkalade pespaye... Bu pespayeliğe Türk seçmeni yabancı değil. Bizim ülkemizde siyasetin hamuru böyle yoğrulmuş. Vatandaşın değiştirmeye çalıştığı da bu.
***
"İsmet Paşa'nın Beytülmali" adlı kitap bir devre isnat eden yolsuzluk iddialarıyla dolu... Oğlu Ömer'in Dolmabahçe maceralarını Abdullah Gül'ün veya R. Tayyip Erdoğan'ın oğulları yaşamaya kalkışsa ülke karışır. İkinci nesil İnönü de akraba Sohtorikler, UM Denizcilik vb yüzünden suçlamaların muhatabıydı, Erdal Bey'in ölünceye dek peşini bırakmadı iddialar. Yahya Demirel'i, Özer Çiller'i, Mesut Yılmaz'ı millet henüz unutmadı, Menderes'in uyduruk iddialarla darağacına çekilmesini de... Aslında yolsuzluk suçlaması öyle eski ki; Hz. İsa'ya bile bulaştırılmak istenmiş, vergi mültezimi ile yediği yemek İncil babları arasında... Yolsuzluğu görmeyelim demiyorum ama zamanlamayı yanlış ve maksatlı buluyorum. Duyarlılığımızla oynuyor, tercihleri etkilemeye çalışıyorlar. Şimdi, tam da seçime giderken "montaj- şantaj" esasen devlete kafa tutup kılcallarıyla oynamak darbe darbe terbiye olmuş vatandaşı çok kızdırıyor. Biz, asker gibi din adamını da o kimlikle siyasetin içinde istemeyiz. Olan bitende de bir yabancı parmağı ararız her zaman.
***
Şunun iyi bilinmesi lazım: Batı, enerji ihtiyacının yüzde 70'ini çevremizden karşılıyor. Dolayısıyla bu topraklara bigane kalması düşünülemez. Toprakları petrol yüklü olan Müslüman ülkeleri yönetmek adına Batı'nın; bir zaman "Şii İmam Humeyni ile başaramadığını Fethullah Gülen'le denemeye kalkışması" fikri, tümüyle mantıksız gelmiyor insanlara. Hilafeti ilga ettirip Cumhuriyet'i kuruluşuna ebelik edenlerin Yeni bir Halife'yi Dolmabahçe Sarayı'na oturtmayacakları ne malum? (Onlar da zaten dünden teşne bu işe!) Ayasofya'yı da ibadete açtırırlar olur biter. Ondan sonra Allah korusun ne kanlı filmlerin çevrileceğini tahmin etmek zor değil. Herkesin aklını başına alıp iyice düşünmesi lazım; 60'lı yıllar boşa geçti, 70'lerde birbirimizi yedik, 80'lerde tamiratla uğraştık ve 90'lar kayıp yıllardı. Şurada, ateş çemberinin içinde tam kendimizi toplarken yönetimi sekteye uğratmak çok yanlış olur, istikrarın korunması lazım diye düşünüyorum.

gazete

0 yorum:

Yorum Gönder