12 Haziran 2014 Perşembe

Kitabın ortasından laflar

Ahmet TEZCAN

Kitabın ortasından laflar

12.6.2014

Sabah Ankara'yız mahalleye sesleniyoruz, herkese sesleniyoruz ama neticede ağırlıklı olarak mahalleye, mahalleliyedir sözümüz.
Merhum Şair Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi "Ha Hasan'a ha sanadır" söylediklerimiz.
Hayır, Rio'dan da açıp sayfanızı, yazınızı okuyorlar, taa Fizan'dan e-posta alıyor, şaşırıp kalıyorsunuz, bakmayın siz Başkent'te (Diyanet Vakfı gibi) bazen meseleyi sahibine duyuramadığınıza...
Her sözün mutlaka ve muhakkak bir müşterisi olur. Biz de söz müşterisi olduk dün, Başbakan Erdoğan'ın "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"na katıldık.
***
Bizim söyleyip de dinletemediğimiz birçok şeyi dün Başbakan, kitabın tam ortasından belediye başkanlarına söyleyiverdi. "Kitabın ortasından" dediğim, günlük hayatımızı kolaylaştıran yahut zehir eden şeyler... Siyasi bir konuşma deyip geçilecek cinsten değil... Genel ve yerel olsun, her hangi makam ve sorumluluk sahibi yöneticiye, aslında herkesin kulağına küpe sözlerdi söyledikleri.
Sizler diyor belediye başkanlarına; ŞEHRİN EMİNİ-
SİNİZ...
Ardından ekliyor; Yönettiğiniz yerin SAHİBİ DEĞİLSİNİZ...
Eminisiniz ama sahibi değilsiniz.
Kararlarınızı şehrin tüm sahipleri ile istişare edin, sizin üzerinizde bir vebaldir bu...
Bitti, bu kadarı bile duyan kulak için yeterli bence...
***
KENTSEL DÖNÜŞÜM diyoruz mesela, yurt sathında şehrin dokusunu tümden değiştiren uygulamalar oluyor. İyileri oluyor "kötü" diye nitelenebilecek durumlarla karşılaşıyorsunuz:
Bir ömür tavuğuyla, ineğiyle yaşayan adamı alıyorsunuz, komşusundan, dostundan ahbabından, müdavimi olduğu cami cemaatinden ayırıyor gökdelene yerleştiriyorsunuz...
Oldu mu şimdi, kentsel dönüşümü sağlamış oldunuz mu? Adam da gelip balkonu kümese çeviriyor, apartmanın 11. katında tavuklarıyla beraber yaşamak istiyor. Dönüştürmüş olduk mu şimdi?
Kentsel dönüşüm mutlaka gereklidir, yapılmalıdır ama yerinde ve en önemlisi, şehrin ruhunu koruyarak. Şehrin de ruhu mu olurmuş demeyin, ruhsuz şehirler yaşanası yerler değildir.
***
Medeniyet tasavvurumuzun gereği olan mimari anlayışı, kesinlikle beldemizde de ilçemizde de ilimizde de yapacağız diyor Başbakan, bunu yaparken de diyor...
Dikkaat: "Birilerine rant sağlama gayreti içinde olmayacağız.."
Başbakanın sözü bu... Çok önemli, tam kitabın ortasından işte... Belediye başkanlarını işin başında sıkı sıkı tembih ediyor.
Ondan ötesi herkesin sütüne kalmış.
DİKEY DEĞİL, YATAY YAPILAŞMA konusu da dile geldi...
Son zamanlarda Başbakan sıkça vurguluyor bu hususu...
Fevkalade haller dışında hiçbir zaman dikey mimariden yana olmamalıyız. Bizim arazimiz müsait, Ankara'da, Konya'da Kayseri'de 50 katlı 100 katlı binalara ne ihtiyaç?
Çok konu konuşuldu, son olarak bir şey daha söyledi Başbakan, yurdun dört bir yanından Başkent'e gelen belediye başkanlarına, bu da kitabın ortasındandı, aynen aktarıyorum...
Göze, gönüle, kalbe hitap edin, bu düzenlemeler büyük altyapı yatırımlardan daha önemlidir...

gazete

0 yorum:

Yorum Gönder