3 Aralık 2014 Çarşamba

Devlet geleneği

Ahmet TEZCAN

Devlet geleneği

4.12.2014

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı'nın Beştepe'deki sarayında düzenlenen törenini ekrandan izlerken bunları düşündüm. Türkler tarih sahnesinde aşağı yukarı 3 bin yıldır var. Kurduğumuz devlet sayısı da bilindiği üzere 16 filan da değil, isim isim sayıları 112'yi, kimi kaynaklara göre de180'yi buluyor. 'Bu kadar yıldız sığmaz' diye herhalde Cumhurbaşkanlığı forsunu 16 yıldızla sınırlamış olmalılar! Ya da sadece imparatorlukları aldılar kim bilir? İlk büyük Türk devleti olarak Hun İmparatorluğu, Japon Denizi'nden Hazar Denizi'ne kadar olan coğrafyada 436 yıl hükümran olmuş. Cihanşümûl (yani evrensel) son Türk Devleti-ki adı Osmanlı İmparatorluğu da olsa-36 Hükümdarıyla 641 yıl üç kıtada hâkimiyet kurmuş bir Türk Devleti olarak tarihe adını yazdırmış.

***
Yaklaşık bir asırdır böylesi büyüklükleri düşünemez olduk. Bu millete bir şey oldu, "Biz yapamayız, bizden çıkmaz" kompleksine düştük, zihnimize, zekamıza, -kelime manasıyla söylüyorum- marifetimize bizzat hakarette bir beis görmez olduk, hayret! Ferden ferda hayranlıklarla ifade edilen harikuladeliklerimizi tevazuyla takdim eden büyük millet, maalesef bu derekelere düşürüldü. Ve o imparatorluğun içinden çıkardığımız Cumhuriyet Türkiye'mizin, bu süre içinde çok köklü devlet gelenekleri oluşmuştur. Bu geleneklerin yeniden devlet protokolüne yansıtılması gerekir, ama zamanla ve yeri geldikçe. Aksi halde kendi içimizde hemen yersiz tartışma ve çatışmalara düşüyor, zamanı bunlarla heba ediyoruz.

***
Osmanlı'da "cuma selamlığı", "cülus merasimi", "kılıç alayı" gibi dünyanın hayranlık duyduğu muhteşem protokoller yaşanırdı. Padişahlar Eyüp Sultan'da kılıç kuşanır, arz odasında cülus tebrikleri kabul edilirdi. Saray kapısı "babüssaade" idi, "devletinle bin yaşa" veya "mağrur olma" diye haykırılarak hükümdarlar bizzat vatandaşları tarafından yüzüne karşı uyarılırdı. Bunlar yalnızca "hükümdarın şanından ileri gelen gelenekler" olmasa gerek! Asırlar içinde oluşmuş DEVLET gelenekleridir. Bugün bu makam 21 pare top atışı ile selamlansa da sırf ideolojik sebeplerle hak ettiği itibarı maalasef görmüyor. Devletin, milletin ve vatandaşların en onursal makamıdır burası, konuşurken, eleştirirken cümlelerin dikkatli kurulması gerekir. Devletle siyasetin ayırt edilmesi lazım, siyaseten karşı çıksan da devletine sahip çıkacaksın.

***
Eskiden büyük törenlerin halk tarafından izlenmesine müsaade edilir dilek ve ricalar da bu arada toplanırmış. Yabancı temsilciler de davet edilip ihtişamın diğer başkentlerde de konuşturulduğunu biliyoruz. Şimdi de diyorum inşallah imkân ve kabiliyetlerimiz her alanda büyüyor, güçleniyor ve yükselme yolunda hızla ilerliyor. Türkiye'miz imparatorluk olmayacak ama 780 kilometrekarede bu muhteşem coğrafyanın en etkin devleti olacak, buna inanıyor güveniyor ve bekliyoruz. Dünkü konuşmalardan çıkardığım sonuçtur bu.

gazete

0 yorum:

Yorum Gönder