Ahmet TEZCAN
Çarşı karıştı!
26.12.2019
Başkent bir iddia ile yine sarsıldı. Eskişehir yolu çıkışında üstümüze üstümüze gelen kuleler ve 25 milyonluk rüşvet iddiası. Ne olmuş, nasıl olmuş, kim yapmış, ne yapmış? Ekranlarda biri arzı endam ediyor, o iniyor öteki çıkıyor.. Bir yığın iddia; şöyle olmuş böyle olmuş.. Hepsi haklı, hepsi hukuk yoluyla mahkemelerde haklarını arayacaklarını söylüyorlar. İşin ilginç tarafı hepsi aynı partiden eski ve yeni aktörler. Biri de sadece pabuçlarıyla tanınan bir ayakkabı firması. O da ayakkabıcılığı bıraktı ranta, inşaata koştu. Sadece 5,5 milyon Ankara değil, 82 milyon yeni rüşvet iddiasını izliyor. Konuşanların hepsi zemzem ile yunmuş sanki.. Bizler de dinliyoruz. Çankaya'da Muzaffer (Eryılmaz) Hoca'nın "yamyam" iddiaları gibi.. Yenilir yutulur şeyler miydi iddialar? Rüşvetler alınacak, Cumhuriyet Gazetesi'ne destek verilecek ve "yamyamlar" da beslenecek. " 50 takla atıyoruz" diyordu Muzaffer hoca.. Değişimi de "O Muzaffer gitti başka biri geldi" diye açıklamıştı.
Ne oldu, unutuldu gitti. Çünkü hafızayı beşer nisyan ile malul. Yani unutmak insan hafızasının sakatlığı, unutmazsak çıldırırız da ondan. İyi ki internet diye bir şey var, 'İnternet mollaları' her şeyi biliyor, arayıp buluyor önüne seriyor. Kelam-ı Kadim'deki "Musa kıssası" gibi biz de okuyup geçiyoruz. Halbuki orada Musa var, âsası var, firavun ve sihirbazları ile yılanlar var. Burada benim rol modelim hangisi diye soran yok, RİSK var çünkü. Sihirbaz olsan çaprazlama ellerini kollarını kaybedebilirsin. Biz ne yapıyoruz, sadece izliyoruz, Musa ve mesajı da hikâyenin içinde kaybolup gidiyor. Aslında en kabahatli olan bizleriz. Niye mi? Kimi seçtiğimize bakmıyoruz ki! Seçtiğimiz adamın hemşeri, partili hulasa bizim mahalleden olması yetiyor. Dolayısıyla ne yaparsa yapsın onu yani "bizimkini" haklı görmek gibi bir girdabımız oluşuyor. Bu girdap hepimizi yutuyor ve haklı kim, doğrusu hangisi zaman içinde kaybolup gidiyor.
Bu insanlar kötü olduğu için olmuyor bunlar; işletim yanlış. Sistem insanı hırlıhırsız yapıyor. İlçe belediyesi ne yapıyorsa Büyükşehir de haliyle tam yetkili kapı numarası, berber ruhsatına kadar her şeye karar çıkarıyor. Parası, kaynağı olan, ekonomisi düzgün bir tane belediye gördünüz mü? Devletten besleniyorlar. "Merkez Bankası'nı bağlasan yetmez" demişti bir belediye başkanı. Vatandaşın 100 lirasından sadece 10 lirası belediyeden hizmet olarak kendisine dönüyor. Peki, 90 lira nereye gidiyor? Kent yönetilmiyor ki belediyelerde rant yönetiliyor..
Ne oldu, unutuldu gitti. Çünkü hafızayı beşer nisyan ile malul. Yani unutmak insan hafızasının sakatlığı, unutmazsak çıldırırız da ondan. İyi ki internet diye bir şey var, 'İnternet mollaları' her şeyi biliyor, arayıp buluyor önüne seriyor. Kelam-ı Kadim'deki "Musa kıssası" gibi biz de okuyup geçiyoruz. Halbuki orada Musa var, âsası var, firavun ve sihirbazları ile yılanlar var. Burada benim rol modelim hangisi diye soran yok, RİSK var çünkü. Sihirbaz olsan çaprazlama ellerini kollarını kaybedebilirsin. Biz ne yapıyoruz, sadece izliyoruz, Musa ve mesajı da hikâyenin içinde kaybolup gidiyor. Aslında en kabahatli olan bizleriz. Niye mi? Kimi seçtiğimize bakmıyoruz ki! Seçtiğimiz adamın hemşeri, partili hulasa bizim mahalleden olması yetiyor. Dolayısıyla ne yaparsa yapsın onu yani "bizimkini" haklı görmek gibi bir girdabımız oluşuyor. Bu girdap hepimizi yutuyor ve haklı kim, doğrusu hangisi zaman içinde kaybolup gidiyor.
Bu insanlar kötü olduğu için olmuyor bunlar; işletim yanlış. Sistem insanı hırlıhırsız yapıyor. İlçe belediyesi ne yapıyorsa Büyükşehir de haliyle tam yetkili kapı numarası, berber ruhsatına kadar her şeye karar çıkarıyor. Parası, kaynağı olan, ekonomisi düzgün bir tane belediye gördünüz mü? Devletten besleniyorlar. "Merkez Bankası'nı bağlasan yetmez" demişti bir belediye başkanı. Vatandaşın 100 lirasından sadece 10 lirası belediyeden hizmet olarak kendisine dönüyor. Peki, 90 lira nereye gidiyor? Kent yönetilmiyor ki belediyelerde rant yönetiliyor..
0 yorum:
Yorum Gönder