Ahmet TEZCAN
Çankaya’da protesto sesleri
13.2.2020
Bir insan kendi söylediklerine yürekten inanacak ya da inandığı gibi davranacak. Aksi halde "ağzından çıkanı kulağının duymadığı" kanaatine varılır ki bilhassa siyasette bu davranış biçimi "güvenilirlik" bakımından çok önemlidir. Ondan sonra haklı bile olsanız toplumda yankı bulmaz. Ana muhalefetin lideri sıfatıyla her gün mangalda kül bırakmayan Kılıçdaroğlu konu CHP'li belediyelere yani kendi iktidarına gelince dut yemiş bülbül kesiliyor. Daha bir ay olmadı "CHP'li belediyelerde asgari ücret 2.500 TL olacak" demişti, peki, oldu mu? Biz şimdi Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'daki ulaşım hizmetlerine yapılan yüzde 35'lik belediye zammına ne diyeceğini merak ediyoruz. İmamoğlu, "Hizmeti yürütemez noktaya gelmiştik" dedi işin içinden çıktı. Protestolar karşısında da; "Vatandaş zam tepkisinde sonuna kadar haklı. Zamma tepki göstermek kadar doğal bir şey yok" diyor!
"Hem nalına hem mıhına", "kurusıkı" sözler bunlar, ondan çok dinleriz böyle yaveleri.. Ben şahsen İBB'yi İmamoğlu'nun yönettiği kanaatinde de değilim.Kılıçdaroğlu da aynı yolla İstanbul'a aday yapılarak parlatılmış ve Baykal'a çekilen bir hareketle "aday değilim" dediği halde CHP'nin başına oturtulmuştu, şimdi görevini icra ediyor. CHP'de bu gibi durumların aydınlanması zaman ister, aydınlansa da bir şey değişmez.
Daha bir ay olmadı demişti ki Kılıçdaroğlu; "CHP'li bütün belediyelerde asgari ücret net 2 bin 500 lira olacak, sözümüzün arkasındayız." Oldu mu, sözünün arkasında durdu mu? Başkentte CHP'nin kalesi belediyede mağdur işçilerin protestolarını da duyan olmadı. Belediye binasının içinde eylem yapan işçiler Taşdelen'i protesto ettiler. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen hakkında sloganlar atarak "insanca yaşamak" istediklerini haykırdılar. Kim duydu? Genel merkez sağırdır ve "Hiçbir sağır, duymak istemeyen kadar sağır değildir" diye bir söz var.
İşçilerin muhatabı olan Başkan Taşdelen de bu protestolar karşısında ne yaptı dersiniz: Zam isteyen işçilere "Maaşlar gününde ödeniyor" dedi. Seçimden önce ya da sonra idarece işine son verilen tek bir işçi bulunmadığını hatırlatarak adeta üstü örtülü tehdit etti işçileri. "Günü geçmiş toplu iş sözleşme görüşmesi ya da grev de yok" diyen Taşdelen, "Kamuoyunu yalanlarınızla yanıltmayın" diyerek işçileri yalancılıkla itham etti. İşte size tipik CHP yönetimi. Vatandaşın on yıllardır bu partiye ülke yönetimini teslim etmeyişinin sebebi ortada.
"Hem nalına hem mıhına", "kurusıkı" sözler bunlar, ondan çok dinleriz böyle yaveleri.. Ben şahsen İBB'yi İmamoğlu'nun yönettiği kanaatinde de değilim.Kılıçdaroğlu da aynı yolla İstanbul'a aday yapılarak parlatılmış ve Baykal'a çekilen bir hareketle "aday değilim" dediği halde CHP'nin başına oturtulmuştu, şimdi görevini icra ediyor. CHP'de bu gibi durumların aydınlanması zaman ister, aydınlansa da bir şey değişmez.
Daha bir ay olmadı demişti ki Kılıçdaroğlu; "CHP'li bütün belediyelerde asgari ücret net 2 bin 500 lira olacak, sözümüzün arkasındayız." Oldu mu, sözünün arkasında durdu mu? Başkentte CHP'nin kalesi belediyede mağdur işçilerin protestolarını da duyan olmadı. Belediye binasının içinde eylem yapan işçiler Taşdelen'i protesto ettiler. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen hakkında sloganlar atarak "insanca yaşamak" istediklerini haykırdılar. Kim duydu? Genel merkez sağırdır ve "Hiçbir sağır, duymak istemeyen kadar sağır değildir" diye bir söz var.
İşçilerin muhatabı olan Başkan Taşdelen de bu protestolar karşısında ne yaptı dersiniz: Zam isteyen işçilere "Maaşlar gününde ödeniyor" dedi. Seçimden önce ya da sonra idarece işine son verilen tek bir işçi bulunmadığını hatırlatarak adeta üstü örtülü tehdit etti işçileri. "Günü geçmiş toplu iş sözleşme görüşmesi ya da grev de yok" diyen Taşdelen, "Kamuoyunu yalanlarınızla yanıltmayın" diyerek işçileri yalancılıkla itham etti. İşte size tipik CHP yönetimi. Vatandaşın on yıllardır bu partiye ülke yönetimini teslim etmeyişinin sebebi ortada.
0 yorum:
Yorum Gönder