19 Nisan 2020 Pazar

Bu coğrafya

Ahmet TEZCAN

Bu coğrafya

9.1.2020

Hangi kıt'ada, hangi memlekette, hangi millet bizim sabahımıza uyanmış olabilir? Tüm dinlerin, en derin kültürlerin beşiği, ekonominin can damarı bir coğrafyada yurt tutarsanız böyle uyanırsınız.
Getirisi de götürüsü de hesaplara sığmaz bu coğrafyanın. Çok uyanık, çok akıllı ve çok çok güçlü olmaya mecbursunuz.
Ve "sen-ben" olup ayrılır, biz olamazsanız çok ağlarsınız, analar, babalar ağlar, çocuklar ağlar ve herkes bir zoru yaşar. TÂBÎ olursunuz ve sorun çıkmaz.
Diplomatlarınız "memur" olurlar, güçlü ülkelerin delegasyonlarıyla oylarını kullanırlar olur biter.
Ama hiçbir ağırlığınız olmaz. Kendi olmanın bir bedeli vardır.

Bizim mahallede maç gözlüğüyle bakarsanız olaylara taraftar olursunuz sadece, olayları okuyamazsınız, bir adım öteye de gidemezsiniz.
Mesela tarihin arka planını, coğrafî şartları görmeden Arapları oturtursunuz bir tarafa; İngiliz'in ürettiği "Türklere düşmanlık ettiler, bizi arkadan vurdular" 'fasaryasını' hatırlarsınız yahut "tembelliklerinden" dem vurup savaş gerekçesini kendinize göre bulur, belirler ve masa tenisi gibi savaşları seyre koyulursunuz. Ne zalim görünür oradan ne zulüm. Çocukların çığlığı duyamazsınız, paramparça aileler, insanlar yok olur siz seyredersiniz. Savaş şirketlerinin paralı askerleri -ortamdan istifade- müzelerden çaldıkları İslam mirası, insanlık mirası değerleri Londra'nın, Paris'in müzayede salonlarında milyon dolarlara açık artırmayla satarken seyredersiniz.
Organ mafyası, hırsız cerrahlar savaş mağduru çocukların yetişkinlerin kalbini, ciğerini işe yarayan hasar görmemiş organlarını sökerken sadece seyrederiz.

Libya'da da aynısı yaşanıyor. Şimdi susar hiçbir harekette bulunmazsanız tekneleriniz yarın Akdeniz'de balığa çıkacak saha bulamazlar. Antalya'nın koylarına, İskenderun körfezine kapatırlar seni, başını uzatamazsın. Onlar şimdi "Müslümanları yenmenin" keyfini çıkarıyorlar, "Kilise İslam'ı, Batı Doğu'yu yeniyor" akıllarınca, bir bakıma doğru ve onlar bunun dayanılmaz hafifliğini yaşıyorlar. Savaşlar Londra, Paris, Washington'da değil de neden hep burada, bizim mahallede, İslam coğrafyasında yaşanıyor? Bağdat, Şam yerle yeksan edildi ilk önce. Tarihin, insanlığın en inemli ilim-irfan merkezlerini yok ettiler.
Bağdat, dünyanın en büyük kütüphanesine sahipti. İkincisi olmayan el yazması kitaplar orada ağırlığınca altınla tartılıp alınırken batı; "içine şeytan girdi" diye hastalarını yakıyordu. Tıp, matematik, astronomi kitaplarını Kur'an zannedip Endülüs'te yakan da onlardı. İslam'ın ürettiği medeniyetle iktidar oldular ama şimdi onları yakıyorlar.
Batı'nın ilim namuslu bilim insanlarına Garaudy'ye mesela, sorun, onlar size bunların cevabını muhakkak verecektir.

gazete

0 yorum:

Yorum Gönder