14 Aralık 2017 Perşembe

Ankara Mevlevîhânesi

Ahmet TEZCAN

Ankara Mevlevîhânesi

14.12.2017

Altındağ Belediyesi çok önemli bir iş yaptı. Yol geçirme bahanesiyle 65 sene evvel yıkılan Ankara Mevlevîhânesi yeniden inşa edildi. Tam da Hazret'in 744 ncü Vuslat yıldönümüne rastladı, isabet oldu. Mevlevîhâne bugün törenle açılacak. Başkan Veysel Tiryaki'ye müteşekkiriz, takibini de yine kendinden bekleriz.
Başkentin başkanları hepsi birer Mevlâna muhibbi, yani hayranı ve sevenidir zaten. Bu tür faaliyetler onlara çok yakışıyor.
Konya bu faaliyetin "asitane"si yani merkeziydi.
Bir zamanlar Balkanlar'a, Şam'a, Bağdat'a kadar sayıları 200'ün üzerindeki bütün Mevlevîhânelerin kadrosu Konya'da yetiştirilir, görevlendirilir ve takip edilirdi.

***

Bizim ordularımızdan önce dervişlerimiz bu coğrafyayı gönülleriyle fethetmişlerdir.
Hangi dinden, inançtan olursa olsun onların tek hedefi vardı; İNSAN... Mevlevîlik bir ruh ve terbiye mimarisidir. Bir ahlak, fazilet, meziyet ve edep mektebidir, bir sistemdir başlı başına. Günümüz deyişiyle bizatihi insana yapılan yatırımdır. "Buralara noksan gelen tamam olur." Ancak, Mevlevîhâne inşası, ihyâsı anlamına gelmiyor, icrâsına bakmak gerekiyor. Eğer takip edilmez, bilgisiz, sevgisiz, saygısız ellere terk edilirse sonuç hüsran olur. Nitekim semazenliğin "nişandüğün malzemesi" olması bundandır.

***

Mevlana "Gel" diyor... O bu çağrıyı yaparken insanları Konya'ya çağırmıyordu elbet. İnsanı kendine çağırıyor, önce bizim kendimize gelmemizi istiyordu.
KENDİMİZ, çok derin bir meseledir, BİZ olma duygusudur ki bugün buna çok ihtiyacımız var. Mevlâna "Dinle" diyor..
Mesnevi'sindeki 26 bin beyitin birinci kelimesi, ilk sözü, ilk çağrısıdır ve başlı başına bir mesajdır sanki. Şimdi hep söyleyen olduk maalesef, dinleyenimiz yok, kimse kimseyi dinlemiyor. Aileden başlayarak bunu her yere uzatabiliriz. (Bütçe görüşmeleri naklen yayınlanıyor, 5 dakika seyredin yeter.) Ağzımızın ölçüsü de kalmadı, O'nun "Her ağzına geleni söyleme, her önüne konulanı yeme" tembihi tam da bizim için.

***

O doğumunda Celâleddin idi, yaşadığı ve yaşattıklarıyla "Mevlâna" oldu ve döneminde bu isim hiç kullanılmadı. Yeryüzünde ölüm günü kutlanan tek insandır O, ve de biz onu layıkıyla anlayamadık. Anlamak için "harf kabuğunu kırın" dedi onu da kıramadık. Hülâsa Mevlevîhâneler bugün bunun için gereklidir. Ankara Mevlevîhânesi'nde, O'nu erbabından dinlemeli, adabınca Mesnevî okumaları yapılmalı diyorum. Başkent'e yeniden kazandırdıkları için Veysel Tiryaki'yi kutluyorum

gazete

0 yorum:

Yorum Gönder