Ahmet TEZCAN
Ağaçları doğradılar!
15.11.2018
Bine yakın yazım yayınlandı bu köşede, pek çok konuya değindik ama daha çok Ankara'yı, şehri, Ankaralıları yazdım.
Bahar oldu, yaz oldu mevsimleri, doğayı, ağaçları, kuşları anlattım.
"Benim erikler açtı, çiçekler dalları sarmaya başladı bile. Kayısım da öyle, pembe pembe başlayıp tüm ağacı bembeyaz güzelliğin kaplayacağı gün uzak değil.
Kocaman yaprakların arasından incirin açık yeşil çiçeklerinden mor meyvelere duruşunu gözlüyorum.
Penceremden gördüğüm tüm ağaçlar, kuşlar benimdir, bana aittir.
Uzanıp meyve topladığım ağaçlar değildir ama benimdir. Hepsi şu camın ardında yaz kış sevdiğim, seyrettiğim manzaramın en güzel dekorlarıdır. Bu manzarayı gören başkaları da benim gibi düşünebilir. Her dalda şirin mi şirin yüzlerce çiçeği saatlerce seyretsem doymuyorum. Kayısı ve erik, pencereye kadar uzanan arsız asma, az ötedeki kiraz, vakti gelince mahallenin tüm afacanlarına yine davetiye çıkaracaklar biliyorum. Olsun, ben de kuş cıvıltıları arasında bahar faslını şimdilik burada böylece terennüm ediyorum.
Bembeyaz çiçeklerle donanınca pencerenin önünden bir türlü ayrılamıyorum.
Saatlerce seyretsem usanmıyorum.
Çeşitli yazılarımdan alıntıdır yukarıdaki cümleler. Eli baltalı iki adamın akasya ağaçlarını kesmelerini ise "Üç ağaç eks oldu" başlıklı yazımda anlatmışım. ("Eks" bir tıp terimi, "ölüm" anlamında) Demişim ki; "İlk vuruşta serçeler pırrr.. Hemen uçtular, uçmadılar kaçtılar, sonra bir daha, bir daha.." Akasyaların dallarını sürterekten duvar dibine tomruk olarak yığılmaları çoktan unutuldu, kestirenler bile unuttu. Bu yazıda bir cümle daha var onu alacağım:
"Ağaçları kesenler, iş eldivenleri giymişler baltanın sapından elleri tahriş olmasın diye.
Kocatepe'de, Diyanet Vakfı ek binasının yanındaki akasyalardı kestirdikleri.. Birkaç darbe ile varlıkları yeryüzünden kaldırıldı" H H H
Bu defa bizim apartman yönetimi, içlerinde bir de Ziraat profesörü var. Yukarıda sayıp döktüğüm incir, erik, kiraz, ne varsa; manzarasına doyamadığım bütün ağaçları -bu defa motorlu testere ile her haldekökten kestirip meseleyi "kök" ten halletmişler!
Bir geldim ki bir yığın tomruk, pırasa gibi doğranmış güzelim ağaçlar..
Pencerelerinden seyretmişler midir bilmiyorum?!
Kaşıkçıoğlu'nun cesedi gibi bütün suç delillerini de alelacele toplattılar. Bu bir apartman meselesi değil, bir anlayış, başka türlü bir bakış ve bir inanış belki kim bilir?Serçeler birkaç gün konacak dal ararlar, bizim bahçede olmazsa komşuda bulurlar ama kestirenler ne bulur bilemem!
0 yorum:
Yorum Gönder