27 Haziran 2019 Perşembe

Çocuklar tatilde mi?!

Ahmet TEZCAN

Çocuklar tatilde mi?!

27.6.2019

Öğrencilerimizin ve ailelerin LGS heyecanı henüz sükûna ulaşmışken bizim de sözümüz olacak. Önce rakamlara bir bakalım. Dünyanın genç nüfus barındıran ülkelerinden biri Türkiye ve sadece öğrenci sayımız 143 ülkenin nüfusunu geçmektedir. MEB'e bağlı resmi ve özel okullardaki öğrenci sayımız ortalama rakamla 25 milyonu aşmıştır, bunun 8 milyonu yükseköğretim kurumlarında bulunmaktadır.
Daha önce de yazdım, çocukların ana karnında oluşumunu tamamlayıp dünyaya doğmaları için 9 ay 10 günlük süre yetiyor. Bebeklik çağları da 4-5 yıl kadar evde, aile ortamında geçiyor.
Karakterlerinin oluşması ve temel bilgileri almaları için bu süre çok önemli. Sonra okul dönemi başlıyor. Çocukların her yıl okullarda eğitim öğretim gördükleri sürenin ana karnındaki süre kadar olması benim hep ilgimi çekmiştir. Dikkat edin, okullardaki öğrenim süresi de aşağı-yukarı 9 ay 10 gün sürmektedir ve lise sona kadar bu her yıl aşama aşama tekrarlanmaktadır.
Hayata ve dünyaya doğmak arasında böyle bir ilişki var.

***

Peki, öğrencilik süresi boyunca adeta bir yarışçı gibi kovaladığımız çocuklarımıza cenin halindeyken gösterdiğimiz ihtimamı, bebeklikte ve okullarda da hassasiyetle gösterdiğimizi söyleyebilir miyiz?
En büyük bütçeyi eğitime ayırmak yetmiyor.
Çok zaman harcayıp çok enerji tüketiyoruz.
Evet, eğitim öğretim kolay iş, asla değil. Herkes için bu böyle. Öyleyse neyi eksik yapıyoruz? Türkiye zengin ve güçlü bir ülke, yeterli insan kaynağına sahip ve yetişmiş insan gücü kendine yeterli ise neyi eksik yapıyoruz değil mi? Çocuklardan şikâyetçi aile yok gibi. Ekran bağımlılığı bile bir yaşına kadar düşmüş. Üzülelim mi, sevinelim mi yoksa başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmeli miyiz bilemiyoruz.

***

Kimsenin bu memlekete olan sevgisinden de şüphemiz yok. Ancak, bunların efektif hale gelmesi gerekiyor. Öğrencilerin yaz tatili başladı, bu sürenin boşuna geçmemesi, tatilin amacına ulaşması lazım.
Onların sağlam karakterli, vicdan sahibi iyi birer vatandaş olarak yetiştirilmeleri yarına daha güvenle bakmamızın garantisidir.
Çalışan ailelerin yoğunlukta olduğu Ankara'da izin süreleri bellidir. 1 milyon dolayında öğrenci şu anda evde, sokakta.
5 milyonu aşan başkent nüfusu içinde bu çocuklar nerede, kiminle dolaşıyor takibi çok zor. Çalışan anne-babalar işinize gömülmeyin, onların arkasını arayın.
Kiminle arkadaşlık ediyor bilin. Her gün bir yığın çocuk haberleri izliyor üzülüyoruz, siz siz olun üzülmeyin.

gazete

20 Haziran 2019 Perşembe

Nallıhan’da safari keyfi

Ahmet TEZCAN

Nallıhan’da safari keyfi

20.6.2019

Bu hafta nereye gidelim derseniz hemen size önereceğim yer Ankara'nın müstesna gezi ve dinlenme merkezlerinden biri ve bence en önemlilerinden biri olan Nallıhan olacak. Havası, suyu, ormanı ve mutfağı ile Nallıhan gezmeyi görmeyi sevenlerin olmazsa olmazıdır.
Biraz uzaktır ama yolu düzgündür, müsaittir ve dinleneceğinize de eminim. Hele bu hafta Nallıhan için çok özel çünkü Fotosafari'nin 6 ncısı bu hafta sonu gerçekleştirilecek.
Başkentteki hemşehri derneklerinin yöneticilerinden oluşan ve Ankara'nın bu anlamda çatı kuruluşu olan Büyük Ankara Meclisi'nin destekleriyle gerçekleşen Fotosafari bile Nallıhan gezisi için başlı başına gerekçeniz olacaktır. Avcılığı tüfekle yaparsanız öldürürsünüz ama fotoğraf makinalarınızla bunu yaparsanız kalıcı hale gelmesi için katkıda bulunmuş olursunuz, seversiniz, yayarsınız, paylaşırsınız ve ülkemizin güzelliklerine tanıtmış olursunuz.

Nallıhan'dan bahsederken Büyük Ankara Meclisi'nin de başkanlığını yürüten Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan'ın bir "Doğa Gönüllüsü" olarak Kuş Cenneti'ne olağanüstü katkısı olmuştur.
Ceylan'ın yaban hayatının korunması konusundaki çabaları gerçekten takdir toplamaktadır. Şahsen doğanın ve bilhassa kuşların hayranıyım. Manyas Kuş Cenneti'ni gezdim gördüm. Kızılırmak deltası bilhassa beni çok etkilemiştir.
Nallıhan'ı ise Mayıs başında aynı kuruluşun düzenlediği gezi ile tanıma şansına ulaştım.
Dünyanın bütün kuşları bu memleketi, bizim coğrafyamızı, güzelim Türkiye'mizi göç için, konaklamak için geçiş noktası olarak görmektedirler. Zenginliğimizin sebebi budur ve ilahî bir lütuftur.

Nallıhan Kuş Cenneti'nde 250'ye yakın kuş türü barınmaktadır. Sarıyar Hasan Polatkan barajı buradaki sayısız canlıya, yaban hayatına en münbit yaşam ortamı sağlamaktadır. Çok ilginç bir kuş olan Karaleylek Nallıhan'ın adeta simgesi olmuş. Angutlar, baykuş çeşitleri, yeşil başlı ördekler, pelikanlar, kızıl şahin ve kartal gibi yırtıcılar ve sayısız kuş türlerini burada görme şansına sahibiz. Sadece 85 tür ötücü kuş var. Rahatsız olmasınlar diye karayolu tam burada tünele giriyor. Karabataklar ise burada sorun olmaya başlamış, yuva yaptığı alanlar kuruduğundan yağlamak suretiyle yuvalanmaları sınırlanmaya çalışılıyor. Tam da yavruların palazlanıp yuvadan ayrılmaya başladığı bir zaman şimdi. İlçe merkezinden, mutfağından, ardıç ormanından hiç söz edemedik, Nallıhan jeolojik yapısıyla da önemli bir yürüyüş parkuru. Hafta sonunu değerlendirmek için randevunuz Nallıhan olsun, pişman olmazsınız.

gazete

13 Haziran 2019 Perşembe

İstatistiklerle memleket manzarası

Ahmet TEZCAN

İstatistiklerle memleket manzarası

13.6.2019

TÜİK'in Basın Odasını dolaşırken bugün istatistiklerle memleketin bir resmini çekelim istedim. Toplamda karşıma çıkan manzara benim ilgimi çekti, sizin de çekecektir umarım.
Memleketimizde Opera ve bale seyirci sayısı geçen sezona göre %4,2 artmış, yüz kişiden 4'ünden biraz fazlasının ilgisini çeken bir alan demek ki?! Devlet Tiyatroları'na ben zaten hiç akıl erdirememişimdir, CSO'ya da..
2022'de bitmesi planlanan yeni binası için bu sene bütçeden 10,5 milyon ayrıldı. İdil Biret'in konserine tek bilet satılmadı diye yazdığımda çok kızmışlardı. Meğer o konsere herkes davetiye ile teşrif etmiş! Geçenlerde de Cüneyt Gökçer sahnesinde "Kış Masalı" diye bir oyun seyrettim, yine şaştım kaldım.
Kim seçer bunları, kim sahne kararı alır? Ne konu, ne kostüm hiçbir yönüyle ilişki kuramadım oyunla. Bizim topluma mesaj olacak bir oyun değildi bence.

Bir başka konu; 15-19 yaş grubunda doğurganlık hızı düşmüş. 15-35 yaş arası nüfusunki nedir acaba? Yeterli olsa Cumhurbaşkanı her konuşmasında EN AZ ÜÇ ÇOCUK mesajı vermez herhalde?!
Herkes 1 tanecik çocuk yapıp oturma derdinde! Bu arada tek kişilik hanelerin en fazla olduğu büyükşehir Eskişehir'miş.
Emlakçılar 1+1 lerin müşterisi hazır diye boşuna söylemiyorlar. Ülkemizdeki hanelerin %23,1'inde de en az bir yaşlı fert bulunuyormuş ve Türkiye'de ölümlerin %28'i 65 yaşın altındaymış bunu da belirtelim.

Ve bayram tatilinden henüz dönmüşken seyahatlere ilişkin rakamlar da ilgimi çekti. Gezmelerimize 40 milyar 266 milyon 153 bin TL harcamışız. 9 günlük bayram tatilinde de herkes sahillere akması neyin göstergesi? Motorlu kara taşıtlarının sayısı ile ilgili rakamlar da var: Son on yıldaki artış yüzde 66 olmuş. "Onun arabası var" diye şarkılar söylüyorduk şimdi herkesin arabası var, dahası da var! Şu da dikkat çekici bir durum: Vatandaşımız yabancı ülkelerde toplam 4,9 milyar dolar turizm harcaması yapmış, yurt içinde de 35 milyar 305 milyon 804 bin TL harcamışız.
İstatistik 2019 Şubat tarihli eski değil. Yeri gelmişken ilgili ve başka rakamlar da verelim hepsi TÜİK kaynaklı: Ülkemizde her 10 kişiden 3'ü doğduğu ilden farklı bir ilde yaşamaktaymış ve 2017 yılında 2 milyon 684 bin 820 kişi iller arasında göç etmiş.
Doğduğumuz yerde değil doyduğumuz yerdeyiz yani. Ben rakamlarla memleket manzarasına bakmaktan hoşlandım ilerdeki yazılarda devam ederiz inşallah.

gazete

6 Haziran 2019 Perşembe

Hayırlı bayramlar

Ahmet TEZCAN

Hayırlı bayramlar

6.6.2019

Bütün bir Ramazan ayında oruçlarını tutanlar Reyyan kapısından cennete girmeye hak kazandılar, tutmayanların ise akıbeti belli..
Bunu söylemek ne mümkün?!
İSLÂM, 5 şartlı, bir başka ifadeyle ve günümüz anlayışıyla BEŞ YILDIZLI BİR YAŞAM BİÇİMİDİR. Buna göre tercih ve tatbik ettiği kadarıyla herkes kendini serbestçe yıldızlayabilir.
Şartlar belli:
Önce Allah'tan başka bir ilah olmadığına inanılacak ve Muhammed Mustafa'nın O'nun kulu ve resulü olduğu kabul ve ikrar edilecek. Namaz ve oruç ibadeti ondan sonra geliyor.
Ekonomik durum el verirse hac yaparak, kasa, kese mevcuduna göre zekât vererek 5 yıldızlı hayatın tüm şartları yerine getirilmiş oluyor.
Tam da burada bir soru akla geliyor..
Fiziki olarak tüm bu şartlar yerine getirildiğinde her şey tamamlanmış olur mu?
Elbette değil.
***
Müslümanlık çok büyük ve çok önemli bir taahhüt, "mü'min" olmak onun da ötesinde.. İbadetlerin fiziki şartlarıyla beraber ötesine geçmek gerekiyor.
Yani manen hazzını duymak ve kalben mutmain yani tatmin olmak; eli, gözü, kulağı, hâsılı tüm bedenin ibadete katılması gerekiyor. Yalnızca şahadet, yalnız oruç, namaz, yalnızca hac ve zekât ile bu dinin yaşanamadığı, çekilip bir başına yaşanası bir durum olmadığı muhakkak.
Hz. Mevlâna "İNSANLIĞA KARIL" diyerek bunu iki kelimeyle açıklamış. Bu din, komşuyla, arkadaşla, kardeşle, kısaca tüm toplumla, insan, hayvan, bitki doğadaki tüm varlıkla yaşanan; bir hayatın değil, tüm hayatın kâmilen disipline edilmesidir.
Peki, bu mümkün mü?
Eh, bu soruyu herkes kendisine soracak, ne kadarını yaşarsa o kadar haz alacak, hazzını aldıkça daha çok, daha derin yaşayacak. İslâm ve ibadet aynı zamanda bir denge ve bir iç disiplindir, her an ve her zaman içte ve dışta yaşanasıdır.
***
Ramazanlar, bayramlar, Cuma ve kandil günleri en yalın ifadeyle;
"özel anlar, müstesna zamanlar"dır.
Günümüzün kanla, karmaşayla yoğrulan dünyasında bunalan insana ilahi bir lütuftur. Cenab-ı Mevlâ, kime iltifat etmişse yükseltip yüceltmiştir. Esasen insanın "hayat" dediği ve çok önemsediği süreci doğru yönetmesi ve işleri yoluna koymasıdır mesele.. Dileğim içeride ve dışarıda şu dar ve zor günlerde kurtuluşumuza vesile olmasıdır.
Bu vesileyle bayramınızı kutluyor hepinize sağlık ve mutluluklar diliyorum.

gazete