29 Mart 2019 Cuma

Bu seçim kimin seçimi?

Ahmet TEZCAN

Bu seçim kimin seçimi?

29.3.2019

Bir koşuşturma bir telaş işte seçimin son dönemecine geldik. Bugüne kadar siyasiler konuştu şimdi seçmen konuşacak. Seçmen sandığın başında olacak ve bir karar verecek ve bu karar önümüzdeki 5 yılımızı etkileyecek. Bizim vatandaşımızın sandık başında bir karar verirken önce seçeceklerine değil, seçmeyeceklerine bakar.
Bu tespit yılların politikacısı, Meclis başkanlarından Ferruh Bozbeyli'ye ait.
Niye böyle yapar?
Bana sorarsanız "Muhalefetin içinde temayüz eden, göz dolduran, millet ve memleket adına güvenilir kimseler var mıdır?" ona bakar. Kendi seçtiklerini bilmektedir de "ötekiler" kategorisinde tuttuklarıyla kıyaslar ve gelecek adına "acaba ne çıkar"ı değerlendirir ve kararını pekiştirir.

Peki, Pazar günü sandık başına varınca "Millet" adına ortaya çıkanlar gerçekten milletle mi ittifak etmişlerdir? Bu soru hayatîdir. Öyleyse bir zamanların ülkücüsü Mansur Yavaş, destekçileri CHP, İP ve ona yandan destek çıkan HDP milletle müttefik midir? "Evet" denirse burada derin bir çelişki var. O zaman bu millet, bu memleket 40 senedir sayıları 40 bine yaklaşan memleket evladının hayatı pahasına ve 100 milyarlarca zararla kime karşı mücadele verdi?
Sözde "Millet İttifakı" nın destekçilerini biz daha çok dışarıda görüyoruz. Kimler destek veriyor CHP'nin, İP'in, HDP'nin desteklediği Yavaş'a? Hiçbir kararı Türkiye yararına olmayan ve düşmanca tavırlar içindeki Amerika, İsrail, Mısır'daki darbeci Sisi ve ne kadar ŞER cephesi varsa buna dâhil. Bunlar bizim milletimizle nasıl ittifak halinde olabilirler? HDP ile beraber PKK/PYD, onların destekçisi Trump, Netanyahu, Sisi, Yunanlılar, Rumlar Mansur'u çok mu seviyorlar? Ankara Belediye başkanı ile bunların ne işleri olabilir?
Mansur seçilince bu saydıklarımın alkışlarına siz neden katılasınız ki? Dert, belediye başkanının kim olacağı değildir. Ertesi gün Mansur'u sokağa bırakırlar. Dertleri, Türkiye'nin yeniden bir iç karışıklığa uğraması, insanların birbirine düşmesidir.

Pazar günü yapılacak seçim çoktan anlamını aşmış ve mahalli seçim olmaktan çıkmıştır. Bizim vatandaşımız 5 yıl hizmeti bırakıp idareyle yaka-paça cedelleşecek bir belediye yönetimini istemez. Çankaya yıllarca büyükşehirle kavga etti de ne oldu ne kaldırımları yenilendi ne çöpler doğru dürüst toplanabildi. Dolayısıyla bu seçim Özhaseki'nin veya Mansur'un, Yıldırım'ın veya İmamoğlu'nun seçimi asla değildir. Bu seçim yine Ayasofya'nın, Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervlerinin, Golan tepelerinin İsrail'in mi yoksa Suriye'nin mi olduğuna karar verilecek bir seçimdir.

gazete

21 Mart 2019 Perşembe

Gündem bahar olsun

Ahmet TEZCAN

Gündem bahar olsun

21.3.2019

Seçim yakın gündem belli ama sonuç da üç aşağı beş yukarı belli. Siyasilerin çok fazla enerji tüketmelerine gerek yok. Bu milletin kantarı şaşmaz. Bir kere BEKA yani "Varlık, yokluk meselesi" denmişse cinnet coğrafyasındaki bu millet seni yalnız bırakmaz, devleti de cendereye sokmaz. Önce vatan diyerek yola çıkarız biz, aklıselim bunu söyler.
Neticede Allah'ın dediği olur ve endişeye de mahal olmaz.
21 Mart gündemimiz BAHAR olsun, çiçekten, böcekten dem vuralım, sıhhat bulalım. Envai türlü hayvanat, nebatat bu iklimi bekliyor.
Başkentin doyulmaz yaz akşamları yaklaşıyor demektir.
Nasreddin Hoca'ya Akşehirli hemşerilerin takılmaları meşhurdur. Hoca kışın kürkünü bırakmaz, yazın da "öff, püf" lerle kavuğu çıkarıp kocaman mendiliyle terini kurularmış.
"Bu ne hal?" demişler Hocam, "yazın sıcaktan kışın soğuktan pek şikayetçisin? Cevap hazır Hoca'da: Bahara bir sözümüz oldu mu erenler?

Aynen öyledir, hiç kimsenin, hiçbir nesnenin dahi en ufak şikâyetinin olmadığı bir bahar mevsimine daha erdik sayılır. Bahar şarkıları musikimizde bile önemli yer tutar.
Cemrelerden sonra yalınızca toprak değildir bin bir nimetle fışkıran, börtü böcekle birlikte bu iklim insanın da kanını kaynatır. Ben en çok yaban otlarına sabırsızlanırım. Her bölgede farklı adlarla ama babaannemin; "güneyik, teke sakalı, yemlik, tekecen, yaban haşhaşı, çıtlık, kuzu kulağı, acı marul vs" diye bize öğrettiği envai çeşit otların bilinmesi, bulunması aslında kültürümüzün bir parçasıdır.
Şimdi kim bilir, kim bulur demeyin; bu otların çoğu eskiden "kocakarı ilacı" idi ve fakat şimdi dilden düşmez oldu, şifa kaynağı olarak aranıyorlar. Doktorların "hastası" idik eskiden, şimdi "müşteri" gibi görülmemizin de belki bunda payı vardır?

Bir hocam vardı, Rahim Demirbaş, yıllar sonra sosyal medyada buluştuk. 500 dekar orman yapmış, kazma kürek, kendi başına.. "Erozyon.." diyor, toprakların eriyip gitmesine gönlü razı olmamış. Rahim Hoca 47 yıllık öğretmenlik birikimiyle kuyular açmış, borular döşemiş, hayvan sırtında su taşımış, 32 bin fidan yetiştirerek Karacadağ'ı yeşertmiş. Şimdi onun emeği meşe, sedir, çam, selvi, badem, ceviz, dişbudak, akasya, ahlat, mahlep ağaçları ile bin bir çiçeğe, kurda kuşa mesken olmuş.
Seksenine merdiven dayamış Hoca, interneti de iyi kullanıyor. Sporcu geçmişinden olsa gerek çakı gibi maşallah ama gönlü yorgun. Orman sevgisinin masa başında kazanılamayacağını, Anadolu bozkırının ağaçlandırılması gereğini söylüyor. Orman idaresinden, gönüllülerden de destek bekliyor.

gazete

14 Mart 2019 Perşembe

Bu yarışın sonucu belli

Ahmet TEZCAN

Bu yarışın sonucu belli

14.3.2019

Ben bu yazıyı yazarken seçime 17 gün 13 saat 45 dakika vardı ve sadece seçmen tercihiyle cevaplanacak malum soru kafalarda dolaşırken biz bir başka iklimin havasına kendimizi kaptırmış bulunuyoruz. "Acaba yarışı Ankara'da kim önde bitirir? Önümüzdeki beş yıl başkentin belediyesini kim yönetir?" Bu soru sadece Ankara'da ve sadece bir kesimin sorusu bence ve Türkiye geneli de zaten üç aşağı beş yukarı belli.
Aksi halde CHP'nin -müttefikleriyle de olsa- yurt genelinde iktidarla arasındaki 10 milyonluk oy farkını kapatarak ilk sıraya yerleşeceğini kimse düşünmüyordur her halde?! Bir başka deyişle İktidar partisinin 2014'deki cumhurbaşkanlığı ve yerel, 2018'de de milletvekili genel seçiminde aldığı ortalama koskocaman 20 milyon oyu eritip 31 Mart yarışını ana muhalefetle burun buruna, eşit şanslarla götürdüğünü kimse söylemesin, beni de Şahan gibi güldürmesin.

Bazı internet siteleri 31 Mart'ta sıfıra raci olacak seçim takvimi sayaçları yerleştirmişler ekranlarına.. Son haneleri adayların kalp çarpıntısı gibi hızla atıyor. Mamafih tercihler üç aşağı beş yukarı yurt haritasına 2014 gibi turuncu hâkimiyetiyle yansırsa ki bu kimi yüzleri morartacaktır. Ya da farzı muhal Kılıçdaroğlu 31 Mart akşamı 10 ncu seçim mağlubiyetini kamuoyuna bir şekilde tevil eder kim bilir? Çünkü 9 seçim böyle oldu ve CHP'liler, aklımızla alay edercesine- seçimi aslında kendilerinin kazandığını söyleyebildiler. Biz de bu açıklamaları hayretle seyrettik.

Bir yandan seçim ve propaganlarla meşgul vatandaşın esas gündemi başka..
Hele mübarek üç ayların girmesiyle insanların manevi coşkularını artırmaya çabaladıklarını görüyoruz. Cuma sabahları özellikle Hacı Bayram hıncahınç doluyor.
Vatandaş geceden Ankara'nın manevi sahibinin huzurunda ibadetini yapmak, duasını tazelemek üzere bu mübarek merkeze akın ediyor. Ulus da, böylece en erkenden güne başlıyor ve esnafı, lokantacısıyla nasibine dükkân açıyor. İlim meclisleri Bu arada 17. Diyanet İşleri Başkanı, Değerli Âlim Prof. Dr. Mehmet Görmez de, Çayyolu'ndaki Zümrüt Camii'nde İHYA SOHBETLERİ'ne başladı. Ramazan'a kadar Pazar sabahları, Ramazan'da da ikindi vakti öncesi bu sohbetler devam edecek.
Gazali ve onun İhya'sı için ben burada söz söyleyecek değilim ama şu kadarını söyleyeyim; sohbetin Mukaddime'sini biz büyük bir keyifle Hoca'dan dinledik.
4 Cilt 40 Kitap'tan oluşan eser; İbadet, Muamelat, Tehlikeler ve Kurtuluş bölümleriyle açıkladığım takvimle devam edecek

gazete

7 Mart 2019 Perşembe

Regaib Kandili

Ahmet TEZCAN

Regaib Kandili

7.3.2019

Kadim kültürümüzde Regaib; "Üç Aylar" olarak isimlendirilen mübarek ayların ilki olan Recep ayının ilk Cuma gecesine denk gelen kandil gecesidir.
Kelimenin tam lügat manası; "Çok istenilen, rağbet edilen" şeklinde tarif ediliyor.
"Arzulamak, meyletmek" anlamı da çıkarılıyor aynı kelimeden. Bugün o gün, bu gece işte o gecedir. Hicrî 1440 yılının Arabî aylardan Camaziye'l Âhir'in 30'ncu günü. Şimdiki nesil bu ayın adını bile zor telaffuz eder ama eskilerin dilinden düşmezdi bu kelimeler. Regâib kelimesi Kur'an'da geçmez.
Ama dediğim gibi bu zaman dilimlerinin kadim kültürümüzde asırlardır bir yeri, önemi ve anlamı vardır.
Parmak izlerimiz gibi her anın birbirinden farklı olduğunu bilmemiz lazım. "Yer damar damar, insan çeşit çeşit" demiş atalarımız her şeyin birbirinden farklı olduğunu anlatabilmek için. Zaten "mucize" olarak nitelenen de bu farklardır. Fark, insanlığın rengi, kazancıdır bir bakıma. Tek düzelik, aynılık çok sıkıcıdır, hepimizin aynı olduğunu bir düşünsenize. Aynı cephede, yani yüzümüzde, iki gözümüz, bir ağız, bir burnumuz olduğu halde hiç birimizin birbirine benzememesi mucize değil de nedir?

İnsanlar gibi taş, toprak ve zaman dilimleri de farklı biçimler ve karakterler taşır. Bu bir bakıma "ALLAH'IN LÜTFUDUR" diyebiliriz.
Ney onun lütfu ve keremiyle değil ki?
Kimi taşlar bu iltifatla elmas olmuş, zümrüt olmuşlar, kimi insanlar aynı ikrama uğramış kimi NEBİ, kimi VELİ olmuşlar. Nepal'in başkenti Katmandu ile Mekke- Medine aynı olabilir mi mesela?! Bu zamanlar da tüm zamanların içinden seçilmiş müstesna anlar ve günlerdir. 1,7 milyar Müslüman bu gece ellerini açacak ve Kâinatın Sahibine yalvaracak.
Diğer kandiller gibi önemli bir yeri olan bu kandilde Peygamberimiz'in (selam olsun) iki rekât namaz kıldığına ilişkin rivayetler vardır. Bugün biz de avuçlarımızı açalım ve her şeye kadir ve her şeyin sahibi olan Cenab-ı Allah'tan; çocuklarımız, sevdiklerimiz, kendimiz, memleketimiz için isteyelim. Zaten dualarımız değil midir bizi anlamlı ve önemli kılan?!

Regaib Kandili doğrudan Kur'an kaynaklı olmasa da toplumumuz büyük kutlamalarla bu günler geceler anlamına uygun biçimde kutlanmaya devam etmektedir.
Kandil geceleri, mübarektir. Gecenin bir anına saklı bir zaman diliminde yakararak belki emelimize ulaşmaktır. O zaman kim bilir, ne zamandır, hangi andır? Belki her şeyi değiştirecek o andır. İnsanların telefonları kilitleniyor böyle zamanlarda, kandillerde umutlar yeşeriyor. Arınmak, vicdanımızı rahatlatmak, korkulardan kurtulmak isteriz, onu bekleriz.
Ben de bu mübarek gecenizi kutluyor, semaya açılan ellerinizin boş dönmemesini diliyorum.

gazete