31 Ocak 2019 Perşembe

10 Aralık CHP’ye tam hâkim!

Ahmet TEZCAN

10 Aralık CHP’ye tam hâkim!

31.1.2019

CHP'de aday belirleme süreci beni çok şaşırtıyor. Köklü bir partide hiç olmadığı kadar ilginç gelişmelere, tartışmalara şahit oluyoruz ve bunun da seçime yansıması elbet olacak.
Önce Ankara'da başlayalım. İttifak adayı olarak seçmenin önüne tekrardan çıkarılan Mansur Yavaş'ın önceki performansını yakalaması dahi zor görülüyor.
Dış ilçelerdeki desteği zayıf ve siyasi çevreler "onun altı boş" değerlendirmesi yapıyorlar, "31 Mart'ta yalnızca başkanlar seçilmeyecek ki" diyorlar. Meclis üyelikleri ve muhtarlık mücadelesi buralarda meseleyi mahalline düğümlerken Mansur ikinci planda kalıyor.


***


Yurt sathındaki tartışmalı adaylar ve istifa tehditleri yüzünden parti yönetimi yorgun düşmüş durumda, öyle olunca başkentte ipleri Fethi Yaşar ile Alper Taşdelen'in ele geçirdikleri görülüyor.
Mamak'taki durum bize geneli özetler gibi. CHP'nin burada şansını artırması dış ilçeler gibi sağ kesimden oy almasına bağlı. Mamak'ta eski ilçe başkanı Hüseyin Bayındır ile bu mümkündü ama Taşdelen karşı çıkınca işler karıştı. Geneline bakınca "batıcı-baskıcı" 10 Aralık Hareketi'nin CHP'yi tamamen ele geçirdiği açık şekilde görülüyor. Güya bu "yeni sol anlayış" partiyi ana mecrasından uzaklaştırmış, Atatürk'e de rahmet okutmuştur.
HDP ile yakın temas, yolsuzluk iddiaları ve Kırklareli'de Mehmet Kesimoğlu gibi başarılı bazı isimlerin adeta cezalandırılması bu seçimde ana muhalefeti sıkıntıya sokacaktır.
10 Aralık+HDP ittifakı yalnız Kadıköy'de değil, İzmir, Şişli, Yüreğir, Mersin, Akdeniz gibi önemli yerlerde de kendini "Ulusalcı" olarak niteleyen ve kurultaylarda budanan CHP'lileri, en çok da İyi Parti'yi çok düşündürüyor.
Sahillerde restoran, bar işletmecilerinin; aday belirlemede (Marmaris örneğinde görüldüğü üzere) partililerden daha etkin olduklarını söylüyorlar.

***

İstanbul'da Maltepe ve Ali Kılıç olayı çok daha derin. Almanya'ya kadar uzanan kulis bilgileri Kılıçdaroğlu'nu Kılıç'a mahkûm ediyor. K.K. o koltuğa gelişi itibariyle zaten hep mahkûm! İlginç şeyler oluyor; Kaftancıoğlu'nu istifa eşiğine getiren Ataşehir kararı oldu. PM'deki Kadıköy oylaması 30'a 29 çıktı ve İçtüzüğün "salt çoğunluk" hükmüne rağmen Kılıçdaroğlu "oldu bitti" ye getirdi. Dananın kuyruğu 4 Şubat'ta kopacak diyorum, bekleyin.
Velhasıl bu seçim DSP'ye de CANSUYU olacak gibi. Fatma Hanım baskın çıkmazsa Gaziantep'te (Celal Doğan'ın) şansı var, keza İzmir Menemen'i (Tahir Şahin) alabilir.
Sarıgül de dün DSP ile görüştü. Genel başkanı kim deseniz hemen cevap alamazsınız, genel merkez kapısını dahi her daim açık bulamazsınız ama bu seçimde CHP'nin yanlışları DSP'ye belki böyle on yerde seçim kazandıracak?!

gazete

17 Ocak 2019 Perşembe

Şehir ve erdem…

Ahmet TEZCAN

Şehir ve erdem…

17.1.2019

Seçimler yaklaşırken yönetmeye talip olanlar da birer birer meydana çıkarak vaatlerini sıralamaya başladılar.
Zamanı mı yönetecekler mekânı mı, o koltuğun hakkını verecekler mi yoksa altında mı kalacaklar? Bunları biz zamanla görüp tecrübe edineceğiz ve karşılığında bir bedel de ödemiş olacağız. Neden bir araya geldik de şehirleri oluşturduk, hangi ihtiyaçla insanoğlu yerleşim merkezleri kurup sonra oraları birer mücadele alanı haline getirdi doğrusu düşünmeden edemiyoruz.
Araştırmalar insanoğlunun yerleşik hayata geçmesiyle birlikte şehir düşüncesinin doğduğunu ortaya çıkarmıştır. Ama bunun inançla beraber şekillendiğini de hemen söylemek lazım.

Neye inanıyorlarsa ona göre kurmuşlar, önce mabetleri sonra çevresinde şehirler şekillenmeye başlamış. Bu bazen otoriteyi temsil eden güç olmuş şehirler o gücün etrafında oluşturulmuş.
Başlangıçta belki güvenlik kaygısıyla insanlar toplanıp şehirleri kurmuş; saadeti, selameti böyle yaşamakta bulmuş olabiliriz kim bilir ?! Ticaretin gelişmesiyle de çarşılar, bedestenler şehrin önemli unsurları olmuştur. Medeniyet vurgusuyla Medine'yi kuran kadim kültürümüz, şehir olgusuna insani, idari, siyasi, fiziki çok önemli katkıda bulunmuştur. Yani şehir, bütünüyle Batı'nın yaşamsal algısıyla ortaya çıkan bir oluşum değildir.
Ecdat, Medine gibi önce bir cami etrafında şekillenen şehre bir misyon yüklemiş ve bu idari pratikten etkilenen düşünürlerimiz de çok önemli fikirler üretmişler.

Farabi, İbni Haldun şehir üzerine düşünen ilk filozoflarımızdandırlar. İbni Haldun Mukaddime'sinde; şehirlerin nasıl kurulduğundan çok nasıl olması ve yönetilmesi gerektiği üzerinde duruyor. Şehri fiziki değil, idari ve siyasi olarak tanımlayan Farabi, Medinet-ül Fazıla'sında ERDEMLİ ŞEHİRLER'den söz ediyor, ona göre "Erdemli insanlar erdemli şehirleri yönetebilir." Ya da bunun aksi ifadeyle yöneticilerde bulunması gereken özellikleri sıralıyor. "Şehirler, ülkeler asabiyetle kurulur ama asabiyetle yönetilemez" diyen İbn-i Haldun ise dünyevi pratikleriyle günümüz şehircilerine adeta kaynaklık ediyor, şehirlerin dağlara, yamaçlara kurulmasını tavsiye ediyor.
Neticede, Ruhunda, maneviyatında büyük kayıplar yaşayan insanoğlunun yaşadığı kenti bugün topraktan, ağaçtan hülasa tabiatından uzaklaştırmak suretiyle hem kentini hem kendini demire, çeliğe, betona mahkûm ettiğini görüyoruz.

gazete

3 Ocak 2019 Perşembe

Adaylar belli oldu

Ahmet TEZCAN

Adaylar belli oldu

3.1.2019

Ankara için adaylar belli olmaya başladı. AK Parti Başkent'te Büyükşehir ve ilçe adaylarını açıkladı, muhalefet ise halâ çalışıyor.
Kalecik'ten başka belli olan henüz yok.
İçeride pazarlıklar çetin geçiyor anlaşılan.
Büyükşehrin talipleri belli, Mehmet Özhaseki ve Mansur yavaş, ikisi de hukukçu ve İstanbul Hukuk mezunu.. Özhaseki Elektronikçi olmak istemiş ama anarşi döneminde şartlar el vermemiş ve hukuk okumuş. Şimdi Cumhur ittifakının adayı ve tecrübeli bir isim. Gittik gördük, Kayseri'yi başarıyla yönetmiş.
Başkent'te de zorlanacağını sanmıyorum.
Mansur Yavaş'ı da parlatan Beypazarı'ndaki hizmetleridir. 2009'da MHP'den aday olup yüzde 27 ile Gökçek ve Karayalçın'ın gerisinde kalmış. Sonra sürpriz şekilde kendisini CHP'de görüyoruz, "Ülkücü ve CHP'li?!" 2016'da da istifa ediyor zaten. Partiyi tam olarak içine sindiremediğini düşünüyorum fakat gönlünde başkente hizmet arzusu var.
Aslında İP'i de yeterli görmüyor Yavaş ve arada bir yerde Başkent'e bu kez ittifak adayı olarak talip.

Haydi, hayırlısı diyorum.. Kim seçilecekse Ankara'da 6 milyon insana dokunacak.
Belediye deyip geçemeyiz, hayatımızın doğumdan ölüme her safhasında hissettiğimiz HEMŞEHRİ KURUM'dur belediyeler, kâr-zarar gözetilmez, yalnızca hizmet esaslı çalışılır. Bulunduğun şehir insanlarının hayatını kolaylaştıracaksın, başka kaygın olamaz. Hz. Mevlâna diyor ki; ya hayırla anarlar sizi, ya da zamanın tek eri olsan da bir gün sen de gidersin, tek tek gidenler gibi.." Nice krallar, anlı şanlı imparatorlar, büyük âlimler geldiler geçtiler, gittiler.. Nelerini gördü bu insanlar, insanlık adına bir hizmetleri varsa hayırla anıldılar.

Yönetimi zordur bu toprakların, insanlığın en zor coğrafyasıdır bizim coğrafyamız.
Milyonlarca insanın hayatına malolan savaşlar, darbeler ve kargaşalar coğrafyasında yönetici olmak zordur.
İnsanlığın en parlak ve de en netameli hikâyeleri bu topraklarda üretilmiştir..
Dikkat ister, denge ister, büyük akıl ve güç gerektirir. Cumhurbaşkanı "bir olalım iri olalım diri olalım" diyor ya.. Biz de bütün yurtta birlik olalım, güçlü olalım, zengin olalım istiyoruz. Refah adına, yenilik, kolaylık adına Batı'da ne varsa bizim ülkemizde de olsun. Peki, mümkün müdür? Mümkün olduğu kadar, marifet o koltuğa talip olanlara kalmış.
Bizim onlara sözümüz; akıllı ve dengeli olmalarıdır, olmazsanız sizi kendinize bırakmazlar..

gazete