27 Eylül 2018 Perşembe

Önce öğretmen...

Ahmet TEZCAN

Önce öğretmen...

27.9.2018

Bütçeden en fazla pay Eğitim'e ayrılıyor.
Daha önce ülke savunması ön plandaydı. Şimdi eğitimi savunmadan önemli kılan husus "önce insan" değerlendirmesiyle ortaya çıktı.
Ülkesine sıkı sıkıya sarılmış, yetişmiş, yerli ve milli mantaliteye sahip insan olmadan savunma ne işe yarar ki?! Eğitimde stratejik planlamalar da güvenlik kadar titiz çalışmayı gerektirmektedir.
Ziya Selçuk, "Milyon öğretmenden milyon fikir" başlığı altında bir projeyi eğitim hayatına sokmaya hazırlanıyor.
Milli Eğitim'de öğrenciden çok öğretmenin yetişmesi öne çıkmalıdır bence. Önce vereceksin sonra alacaksın. Eğitim öğrenimi görmüş, bunun sosyolojisini, psikolojisini okumuş biri olarak söylüyorum; önce öğretmenin çok iyi yetişmesi lazımdır ki bir fikir üretebilsin.

Öğretmenin eğitim ve gelişimi derken belki de "Öğretmen Akademileri" ni gündeme getirmek lazımdır. Ehemmühim meselesi.. Asker polis önemlidir.
Güvenlik "önce yaşam hakkı" için en başta gelen müessese. Peki, ya öğretmen ve de eğitim?! Denilmez miydi; "fena bir doktor bir hastayı öldürür ama iyi yetişmemiş bir öğretmen bir nesli yok eder" diye. O halde toplumu yapan, yetiştiren, ülkesine yararlı haline getiren öğretmendir.
Öğretmenin ilk önce iyi yetişmesi gerekir. Onun her türlü konforunu sağlamak zorundayız, hiç bahanesi olmamalı.
En ufak hatasında da; ideolojik, sosyolojik, etnik her ne ise bir ayırım durumunda tepesine dikilmelidir. Öğretmen bütün mesaisini, duygusunu, sevecenliğini ve tabi çağın gerektirdiği bilgi ve donanımını öğrencisine aktarabilmelidir. Ve fakat öğretmen bugün yalnızdır, savunmasızdır, korku içindedir, kendine güven duygusu zedelenmiştir, veli-öğrenci-idareci baskısı altındadır. "Hangi davranışım suç sayılır, yanlış anlaşılırım da kim benden şikâyetçi olur" korkusu içindedir. Önce bunun giderilmesi gerekmektedir.

Öğretmenin yetişmesinde belki öğretmen akademileri çözüm olabilir. Ciddi bir akademik eğitim çok şey katacaktır.
Hattâ öğretmen okulları yeniden ihdas edilip öğretmeni çekirdekten yetiştirmeli, 14 yaşında mesleğin havasına sokulmalıdır.
Öğretmenlik çok önemli bir meslektir, her kaynaktan temini akla ziyan bir uygulamadır.
Herkes öğretmen olamaz, olmamalıdır.
Nasıl ki bazı meslekler için özel şartlar aranır, öğretmenlik de öyledir. Bu meslekte özel şartlara haizlik aranmalıdır.
"Tam sağlam" insanlar arasından seçilip özel olarak yetiştirilmesi gerekmektedir öğretmenlerin

gazete

20 Eylül 2018 Perşembe

Günümüzün Ahileri

Ahmet TEZCAN

Günümüzün Ahileri

20.9.2018

Bizim hayat omurgamızı sadece ekonomik değerler oluşturmuyor.
Yaşatılan kültür değerlerimiz, toplumumuzun en değerli varlıklarındandır.
Zengin kültür değerlerine sahip necip milletimiz, biraz örselenmiş olsa da bu değerlerini korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı bilmiştir.

Ahilik Haftası'ydı geçen hafta, çeşitli etkinlikler vardı.
Ahilik Teşkilatı, Türk sosyal ve ekonomik hayatının gelişmesinde çok önemli yeri olan, halkımız tarafından da günümüze kadar yaşatılmış köklü bir gelenektir.
Ahilik geleneğimizi asrın idrakine uygun hale getirip yaşatmak çok önemli görevlerden birisidir.
Bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim.
Haftanın kutlamalarına baktığımızda valileri, kaymakamları, belediye başkanlarını ön planda görüyoruz. Oysa günümüzün ahileri TOBB'dur, TESK'tir, diğer esnaf sanatkâr kuruluşlarıdır.
Odalar borsalar birliği ve esnafsanatkârlar konfederasyonu bu konuda bayraktarlığı ele aldıklarında ahilik prensiplerinin yerleşmesinde önemli ilerlemeler olacaktır. Bu kuruluşlar bir bakıma çağın ahilik kurumudur.
Hisarcıklıoğlu, Palandöken günümüzün Ahi Evran'larıdırlar.
Bilmiyorum TOBB'un, TESK'in münhasıran Ahilik konusunda masaları, oluşturulmuş fonları bulunmakta mıdır? Yoksa ihdası gerekir diye düşünüyorum.

Ahi Evran, çalışma hayatımızın düzenleyicisi olan Ahilik teşkilatını; akıl, ahlak, bilim ve çalışma prensipleri üzerine oturtarak, sevgi, kardeşlik ve karşılıklı dayanışma temelinde yoğurup, Türk Milletine has bir kültür hazinesi haline getirmiş bir ulu velidir.
Bundan dolayı Ahilik; bu topraklarda büyük kabul görüp yayılmış ve Kutlu Anadolu Halkı, bu disiplinden Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı gibi idari, askeri ve mali anlamda büyük ve güçlü imparatorluklar çıkarmasını bilmiştir.
Çünkü Ahilik; bilgidir, bilgiye tecrübeye hürmettir, kalitedir, kanaattir, doğruluktur, cömertliktir, tasarruftur, tasavvuftur, berekettir.
Düsturu da bellidir:
ELİNİ, SOFRANI, KAPINI AÇIK TUT/GÖZÜNÜ, DİLİNİ, BELİNİ BAĞLI TUT...
Ve bu değerler toplamı güçtür. Bu gücü elinde bulunduran millet; güçlü bir millet, onun devleti de güçlü bir devlettir.
Ben bunu bilir buna inanırım.

gazete

6 Eylül 2018 Perşembe

Koşun çocuklar zil çalacak!

Ahmet TEZCAN

Koşun çocuklar zil çalacak!

6.9.2018

Yaz mevsimi de tatil de bitti sayılır, çünkü artık okul mevsimi başlamış bulunuyor. Tatil telaşının yerini Başkentte, okul telaşı aldı. Yazıya geçmeden Ankaralıların tatilciliğine ilişkin sözüm olacak. Tatil yörelerinde Ankaralıların sayısal olarak kalabalık oluşunu görmüş olmalısınız.
Mevsim açılır açılmaz 5,5 milyon nüfusun 2 milyonu dönemsel olarak sahillere kayıyor.
Dolayısıyla "tatil" denince Ankaralıların tatilin hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Bunu nereden mi çıkarıyorum; ağırlıklı olarak 06'lı plakalardan.
Havalar ısınır ısınmaz Akdeniz, Ege, Körfez yöresi Ankara plakasından geçilmiyor.
Bunu son derece normal görüyorum çünkü Ankara nüfusunu çoğunlukla işçimemur çalışan insanlar oluşturuyor. Onların da belli zaman içinde dinlenmeye, tatile elbette hakları var.

***

Okulların açılışı gündeme gelir gelmez bütün yurtta olduğu gibi Başkentte de vatandaşın telaşı da arttı. Nasıl artmasın? 20 milyona yaklaşan öğrenci nüfusumuzun önemli bir kısmı Başkent'tedir. İstanbul'dan sonra ağırlık Ankara'nındır yani.. Bu rakam birçok komşu ülke nüfusunu katladığını görüyoruz.
Dolayısıyla memleketimizin okulla ilgili dosyası kabarıktır, üstesinden gelmek kolay olmasa gerek. Sadece "minikler" in sayısı bile milyonu geçiyor. Resmi bilgilerine miniklerin Ankara'daki sayısı 100 bini geçiyor.
İlkokulların 1. sınıfına zorunlu kayıt olması gereken öğrenci sayısı 90 bini, şube sayısı 3 bini aşmıştı Şube başına düşen öğrenci sayısının 33 olarak planlandığını biliyorum.

***

Ankara'nın bu seneki rakamları yaklaşık ifadeyle şöyle: Resmi okul sayımız 1400, özellerle birlikte 1900'ü geçiyor. Derslik baz alındığında Ankara'daki toplam rakam 30 bine yaklaşmış olmalı, öğrenci toplamı ise milyonu aşmış bulunuyor. Yanlışım varsa MEB İl yöneticileri düzeltsin. Fakat bence esas önemli olan müfredat.. Milli müfredatımız gerçekçi olmak zorunda. Çocuklarımıza neyin okutulup öğretildiği çok önemlidir, müfredatın milletin kültürüne, tarihine, geleneğine uygun olması gerekmektedir. Uzun yıllar bu nedense pek istenmedi?!

***

Artık bu memleketin çocuklarının kendi inancına, kendi coğrafyasına uygun müfredatı takip etmesi zorunludur. Bu bir milletin KENDİ olması, yabancı boyunduruğundan kurtulması demektir. "Fulbright Komisyonu" nedir, müfredatın belirlenmesinde bu komisyonun rolü bulunmakta mıdır küçük bir araştırma yapılırsa ne söylemeye çalıştığım kolayca anlaşılacaktır. Bize buradan okullarında zili çalan çocuklarımızın hayatlarının çalınmaması için hayırlar ve başarılar dilemek kalıyor. Dünyada birçok çocuğun okulu yok zilleri de çalmıyor!!!

gazete