28 Haziran 2018 Perşembe

Ankara’nın seçime katkısı

Ahmet TEZCAN

Ankara’nın seçime katkısı

28.6.2018

Türkiye'de seçimler biter siyaset bitmez, siyasi partiler bizim memleketimizde 365 gün ağızlara sakızdır. İktidar bir türlü Muhalefet bir başka türlü konuşulur. Çarşıda pazarda her gün kendi işimizden çok devlet-hükümet meseleleri konuşuruz. Mahalli seçimler de yaklaşıyor, 2019'un Mart ayında da belediye başkanları için sandığa gideceğiz. Bu demektir ki siyaset zemini bir süre daha sıcak kalacak. Bu 9 aylık sürede yeni meclis ve yeni hükümetle hem yerel seçimlere hazırlanılacak hem başkanlık sisteminin nasıl işleyeceğine ilişkin kurum ve kurallar ortaya çıkacak. Velhasıl zor bir dönem olacak.

Mecliste şimdi 81 milyonun 600 temsilcisi var. Basit hesapla 135 bin vatandaşa bir vekil düşüyor. Ama onlar yurdun bütününü omuzlayacaklar. Yani Ankara vekili sadece Ankara'ya değil, bütün bir memlekete duyarlı olacak. Vatandaş olarak biz ASIL, onlar VEKİL şimdi.. Toplum içinde itibarları yüksek olacak, olması da gerekir. Çünkü onlar, 81 milyonun içinden SEÇİLMİŞ insanlardır, biz seçtiğimiz için bizim adımıza itibar görüyorlar. Yanlış tutum ve davranışları da yine bizim adımıza olacak ya bizi yüceltip yükseltecekler ya da tam aksine bizi utandıracaklar.

Biz şimdi Ankara özeline bakalım. Bu dönem Meclis'te Ankara'nın vekil sayısı 32 den 36'ya çıktı. Nüfusu yaklaşık 5,5 milyona ulaşan Ankara'da -76'sı kadın- 151 kişiye bir vekil düşüyor. Tersinden söylersek her milletvekili 151 Ankaralının işiyle, derdiyle, sıkıntısıyla meşgul olacak. Partilerin TBMM'deki varlığıyla düşünürsek bu rakamlar tamamen değişir. Başkanlık sistemine geçerken Reisicumhur için başkentin desteği yüzde 51,5 oldu. 4 milyona yakın Ankaralı seçmen yüzde 90 oranında katılım sağlayarak Erdoğan'a 1 milyon 767 bin 16 oyla destek verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimine göre artış 300 bin dolayında oldu. Erdoğan 24 ilçede birinci sırada yer aldı ve en yüksek oyu Çamlıdere başta olmak üzere Akyurt, Pursaklar ve Çubuk'tan aldı.. Cumhur İttifakı her 2 Ankaralı'dan 1'inin oyunu alıp birinci oldu ve ittifak olarak Ankara Meclis'e 20 milletvekili gönderdi.

Siyaset zor ve mes'uliyetlidir, vekilliğin ise dahası var. Milletvekilliği memuriyet değildir, toplam bir görevdir, özelliklidir ve farklıdır. Bakış açısı çok yüksek olmalıdır. Ayrıca taşıması da düşmesi de zordur. Hani bazen elinizi nereye koyacağınızı bulamaz bilemezsiniz ya öyle bir şey; toplumda nereye gideceksin, kiminle, ne kadar beraber olacaksın, kimlerle resim çektirecek, kimin sofrasına oturacaksın meseledir.

gazete

21 Haziran 2018 Perşembe

Oy verirken kime bakılır?

Ahmet TEZCAN

Oy verirken kime bakılır?

21.6.2018

Ankara çok önemli bir seçim için gün sayıyor ve dünya bu seçimin sonuçlarını bekliyor. Avrupa bu seçimin sonuçlarını bekliyor, Amerika, Asya, Afrika, İslam coğrafyası, Türk dünyası, karasalcılar, küreselciler, yer altı dünyası, petrolcüler, borsacılar inanın hepsi bu seçimin sonucunu bekliyor. Bizim seçimler dünyada pürdikkat takipte ve pek merak edilirken bizimkiler paça-kasnak birbirine dalmış durumda.
"Paça-kasnak" yağlı güreşlerde bir oyun, bir pozisyon alma durumudur.
"Güreşçinin bir elini hasmının paçasından, öteki elini de apış arasından geçirip kispetin belinden kavrayarak rakibini sırtüstü çayıra yatırması" şeklinde tarif ediliyor. Bu pozisyonu yakalayan sonucu ilan eder, kimsenin de itirazı olamaz.

Lakin bizimkisi güreşteki gibi teke tek yiğit bir mücadele değil, deste, tozkoparan dâhil bütün rakipler boyuna kilosuna bakmadan tek bir pehlivana hücum ediyor, kimi paçadan kimi kasnaktan yakalamaya ve tek rakibin sırtını yere getirmeye çalışıyor. Hatta bazen meydanın cazgırlarından da yardım alıyorlar. Cazgırların kulağına dışarıdan üfleyenler de var ve onlar da hiç şüpheniz olmasın bu müsabakaya dâhiller. Yendiler mi hep birlikte galip, yenilirlerse hepsi mağlup olacaklar. Hepsinin hedefindeki rakibin ise en büyük gücü saha ve seyirci desteğidir.
Onların kispetten, yağdan, çayırdan bahaneleri olmazsa pehlivanın desteği tam gibi görünüyor derim, benim yorumum bu.

Başka yorumlar da yok değil tabi.
Onları da dikkate almazlık edemiyoruz.
FERRUH BOZBEYLİ, Büyük Mecliste yıllarca başkanlık etmiş, çok çetin mücadeleler vermiş önemli siyaset adamlarımızdandır.
Kahraman Maraş'tan hemşehrisi, kendisi gibi siyaset adamı olan rahmetli ATİLLA İMAMOĞLU ile birlikte seçim öncesi Mecliste bir yemekte beraber olmuştuk.
Dedi ki; "Bizim seçmenimiz oy kullanırken seçmeyeceği siyasetçiye bakar öyle oy verir." Bozbeyli'nin tespiti çok önemli, meydandakiler de belli. O halde seçimin sonucunu bu tespite göre tahmin etmek zor değil.

Ha sahi, bizim seçimler neden dünyayı bu kadar ilgilendiriyor?! Almanya geçen Eylül oldukça düşük katılımla seçimini yaptı, 7 ayda üçlü koalisyonla zar zor bir hükümet kurdu. Fransa'da protestolar halen sürüyor, İtalya'da aylar sonra zorunlu ve sorunlu bir hükümet işbaşında.. Ama bizim seçimlere dünya pürdikkat. Çünkü artık müdahil olamıyorlar, kimi seçeceksek biz seçiyoruz da ondan. Siz siz olun sandığa gidin ve seçiminizi yapın. Allah bu memlekete bir daha kara gün göstermesin.

gazete

14 Haziran 2018 Perşembe

Hayatın ritmi

Ahmet TEZCAN

Hayatın ritmi

14.6.2018

"İki çıplak bir hamama yakışır", "Davul bile dengi dengine çalar", "Bir ip iğneden kolay geçer, iki ipi geçirmek için bükmek gerek" ve daha niceleri.. Yaşanan yaşanamayan tüm durumların özetidir atasözlerimiz, asırlar içinde kim bilir kaç kez denenmiş ve adı TECRÜBE olmuştur.
Dilimize yerleşir ama çoğu kez uygulamaya geçmez bu hayat dersleri, ders alanlar içinse hayatı kolaylaştırır, yolumuzu, önümüzü aydınlatır ve gerçeği anlatır. İsmail Coşar, Kocatepe Camii imam-hatibi olarak uzun yıllar hizmet etmiş, aynı zamanda ülkemizin en ünlü mevlidhanlarındandır, çok güzel gazel ve kasideler de söyler. Uzun hayat tecrübesi ve renkli kişiliği ile sohbetine doyum olmaz.

Hayatın sırlarından, tecrübeden konuya girmişken Coşar Hoca'nın bir anısını aktarmadan geçemem. Her şeyin dengi dengine olması gerektiği konusunu konuşurken bizimle paylaştı. "Nereden çıktılar bilmiyorum" dedi, ayı oynatanlarla karşılaşmış Hoca, ayıcı defe vuruyormuş ama ayı oynamıyormuş. Çünkü ayıcı ritim tutturamıyormuş.
Coşar bize bu hikâyeyi "farzı muhal" yani "var sayalım" babından anlatmış olabilir. Demeye getiriyordu ki "usûl bilmez isen, ritm tutturamazsan ayı bile oynatamazsın." Yeni nesil için anlatıvereyim.. Eskiden, "hayvan hakları" bilinmez ve insanların "hayvan düşkünlüğü" bu kadar gelişmemişken sokaklarda ayı oynatanlar vardı. Yanında nice eziyetlerle hoplamayı ve karın tokluğuna insanlarla geçinmeyi öğrenmiş ayısıyla gösteri yapan ayıcılar çocuklara eğlence olurdu. "Haydi kuru fasulye / yedi buçuk lira / hem kaynasın hem oynasın, yandan Halimem" gibi şarkıları meşhurdu.

Biz dersimizi aldık bir tecrübeyi aktardık.
Sözler, tembihler boşa gitmesin ki hayatın ritmi tutturulabilsin. "Bir kulağından girdi ötekinden çıktı" derdi büyüklerimiz, tembihi dinleyip geçene.. Bugün arife yarın da bayram.. Herkes yola çıkacak, tatil ya da ziyaretler için.. Karayolu Trafik Ve Yol Güvenliği Derneği Derneği Genel Başkanı İhsan Memiş de her bayram olduğu gibi bu bayram da herkesi uyarıyor. Bayramlardaki trafik kazalarında en az 100 kişi ölmekte 600-800 arasında insanımız yaralı kurtulmaktaymış.
Denetimlerin yetersizliğini de vurgulayarak "Aman ha!" diyor İhsan Memiş, yılların verdiği tecrübe ve elindeki istatistiklerle..
Bütün Radyo ve TV'lere de sıkça uyarı yapmaları için çağrıda bulunuyor. Biz de bütün vatandaşlarımızın bayramını şimdiden kutluyor, bu uyarılara dikkat etmelerini istiyoruz.

gazete

7 Haziran 2018 Perşembe

Mübarek mevsimin dua iklimi

Ahmet TEZCAN

Mübarek mevsimin dua iklimi

7.6.2018

Ramazan aslında yılın belli bir mevsiminde her şeyin, bütün varlığın sahibine yakarmaktır.. Yalvarma, dua etme, boyun bükme mevsimidir Ramazan, acizliğimizin de ifadesidir bir bakıma.. Ateş olsak cürmümüz kadar yer yakabiliyoruz işte.. Bir mevsim yağmur yağmasa dağlara tepelere çıkıp yalvarıyoruz 'dereler kurudu, barajlarda su kalmadı' diye.. Sağanaklar inince de afet korkusu sarıyor hepimizi, gözümüzü gökten ayıramıyoruz.

Ramazan, mübarektir, oruç onun ifadesidir. Kandil geceleri gibi seçilmiş zamanlardır..
İçindeki Kadir gecesi ile ne zamandır, hangi andır bilemiyoruz ama müstesna ikramdır onu biliyoruz?! Son on günün içindeyiz, İTİKÂF GECELERİ başladı. Kimi mü'minler mabedlerin bir köşesine kendilerini hapsedip memleketimiz, milletimiz için, geleceğimiz için, dünyadaki masumlar, mazlumlar için dualar edip gözyaşları döküyorlar. (Bu arada Kocatepe Camii itikâfçılarının "burası otel mi?" diye bazı güvenlik elemanları tarafından azarlanarak camiden çıkarılmak istendiğini de yetkililere haber vermek lazım. Birisi bunlara "itikâf" ın ne olduğunu anlatması gerekiyor.) İtikâf bir konu için bir yere kapanmadır. "İşte, aç susuz kapısında bekliyorum" demektir duaların kabulü için.
Her gece nice feryat figanlar semaya yükseliyor kim bilir?! O nedenle bugünler daha bir farklı diyoruz üstelik içinde bir de KADİR GECESİ saklı..

Evet, işte seçim zamanı yaşıyoruz.
Ankara'da 36 kişiyi seçip Meclis'e göndereceğiz.
Seçilmişlik farklılıktır, bir lûtfa, iltifata uğramışlıktır. Bütün canlıların içinden insan seçildi ve yaratılmışların en şereflisi oldu.
Bizim seçtiklerimiz de temsilcilerimiz oluyor.
Bütün insanların içinden seçilenlere nebiler, veliler denildiği gibi zamanın seçilmişine "Ramazan, kandil, bayram.." deniyor. Bir kandil gecesinde sistemler kitleniyor. Herkes o anın bir müstesna zamanın hürmetine kutlamalar yapıyor, dilekte bulunuyor, nice gönüller kazanıyorlar. Günahımızdan arınmak, vicdanımızı rahatlatmak, korkularımızdan kurtulmak isteriz, onu bekleriz. Canımız kanımız evladımız için yalvar yakar oluşumuz, ağıtlarımız, iç sancımız içindir bütün dualarımız.. Büyük kudrete, her şeyin sahibine hesap verme verememe telaşımızdır..

İftar, sahur, kalabalık gruplar, ilahiler, mevlit programları tamam da.. Gecenin sessizliğinde, pencereden sızan bir sokak lambasının loş aydınlığında iki damla gözyaşıyla sonuçlanan içten yakarışlar bir şeye değil, her şeye bedeldir. Bir çift gözyaşıyla tüm günahlarımıza, kabahatlerimize, hatalarımıza, kusurlarımıza yalanlarımıza nedamet, bin pişmanlığın ifadesidir..

gazete