30 Mart 2017 Perşembe

Türkiye bayrak ülke

Ahmet TEZCAN

Türkiye bayrak ülke

30.3.2017

Bütün Anadolu, asrın teknolojisiyle asrın idrakine sunulmayı bekliyor. Ama bunun şartları var: İstikrar ve güven olacak ve devamlılığı olacak. Onun da şartı bir cümleyle: GÜÇLÜ OLACAKSINIZ.. Güçlü olmak için bu toprakları kendiniz yöneteceksiniz, kimse işlerinize burnunu sokamayacak.. Ama öyle mi? İşte Avrupa.. Güneyi, kuzeyi, doğusu, batısıyla 50 devlet var Avrupa'da ve 700 küsur milyon insan yaşıyor. Hepsinin gözü bir şekilde Türkiye'de..
ÇÜNKÜ TÜRKİYE BAYRAK ÜLKE.. ORTADOĞU'YA VE ASYA'YA BAYRAK.. 57 İSLAM ÜLKESİNE BAYRAK.. 1,5 MİLYAR İNSANA BAYRAK.. Sınırdan dışarı çıkıp onların nabzını tutmayan bunu bilemez, idrak edemez.

***

Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da, İspanya'da İtalya'da seçim oluyor dünyada pek fazla yankılanmıyor. İşte Hollanda bir seçim yaptı, Türkiye'ye dalaşmasaydı kimse duymayacaktı? Önümüzde Almanya'nın, Fransa'nın seçimleri olacak, seçim propagandalarına bizim ülkemiz yine malzeme yapılacak. "Avrupa'yı Avrupa yapan biziz" diyordu rahmetli Halil İnalcık hoca. Türkiye'de sandık meydana çıkınca dünyanın başı dönüyor, dünya medyası da Türkiye'ye dönüyor ve kendi dillerini de bırakıp Türkçe yayınlara, kampanyalara başlıyorlar.. Neden, bunu hiç düşündünüz mü? Çünkü gerçekten TÜRKİYE SADECE TÜRKİYE DEĞİLDİR ve TÜRKİYE BİR ÜLKEDEN İBARET DEĞİLDİR.

***

Çevremize bir bakın.. Ateş çemberinde yaşıyoruz adeta ve bunu biz hazırlamış değiliz. Petrol ve değerli madenler bizim mahalleden fışkırıyor, dünyanın gözü bu topraklarda. Ama bu topraklar çoğunlukla İslam coğrafyası ve bunu istemiyorlar. Bu toprakların altındakileri istiyorlar, üstünde yaşayanın dinini de, kendisini de istemiyorlar. Alttaki zenginlikler bizim olsun, üstü muhtaç kalsın istiyorlar. Terör, savaş ve darbeler bunun için hiç eksik olmuyor çevremizde. Bizi de bu savaşın bir parçası yaparak zayıf düşürmek istiyorlar.

***

"Sağduyu su gibidir" diyor bir yazarımız ve devam ediyor; "önüne engel koyarsanız akıl ve vicdan yatağında yolunu bulur, hedefine ulaşır." Hiçbirimizin yedeği yok, bu ülkenin, Türkiye'nin de yok bir yedeği. Hep kötüyü keşfederek bir ömür sürdüremeyiz. İyiyi, güzeli, güçlüyü bulmak zorundayız. Yavrularımız ve geleceğimiz için buna mecburuz.

gazete

24 Mart 2017 Cuma

Bu düzen değişecek

Ahmet TEZCAN

Bu düzen değişecek

24.3.2017

Cumhuriyet'in kurulduğu 1923'ten, çok partili hayata geçtiğimiz 1950'nin mayıs ayına kadar, 27 senede 8 başvekil (o zaman başbakanlara böyle denirdi), 18 hükümet kurdu hepsi de CHP hükümetleriydi. Aynı siyasi partiden iki kader arkadaşı olmalarına rağmen hükümet etme konusunda Mustafa Kemal ile İsmet Paşa bile anlaşamadı. "İşime karışma, mühürdarın değilim" gibi karşılıklı sert sözler söylediler birbirlerine ve küs ayrıldılar. Tarihi bir gerçektir, bütün ayrıntılarıyla tarih bunları yazacaktır.

***

Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz bütün düğmeleri yanlış iliklemiş olursunuz. Koca imparatorluğu paramparça edip her bakımdan VAZGEÇİLMEZ olan bu topraklarda kendileri için bir sistem oluşturan anlayışın sahipleri, bu yanlışı KASTEN yapmışlardır. Yıllarca uğraşmışlar, bütün halkları kışkırtmış, sultanları hal etmiş, aydınları ve bürokratları köleleştirmişlerdir. Yani Genç Türkiye'nin taa kuruluşunda bu sistem yanlış kurulmuş ve tepedeki kavgaların da ardı arkası kesilmemiştir. Bakanların, generallerin, bürokratların, siyasilerin kafalarına silah dayanmıştır. Kaza, intihar süsü verilmiş cinayetler işlenmiştir ve bu milletin yolu her zaman kesilmek istenmiştir. Bu yüzden son bir asır içinde devlet de millet de bir türlü huzur bulamamış, gelişip güçlenecek yerde ENERJİSİNİ BOŞA HARCAMIŞTIR. 100 sene sonra söylenen de istenen de budur; SİSTEM YANLIŞTIR, bu yanlış behemahal ortadan kaldırılmalıdır.

***

Peki, kim düzeltecek bu yanlışı? Devlet erkanı, üniformalı bürokratlar bunu yapmaz, yapamaz.. Ancak siyasi kadrolar gerçekleştirebilir. Şimdiye kadar da buna cesaret eden çıkmadı.. Çünkü vesayet altında siyaset yapıyorlardı.. Bir menfaat grubuna yahut uluslar arası bir şebekeye bilerek veya bilmeyerek hizmet etmeyecek kadrolarla ancak bu iş başarılabilirdi. Bu millet 100 senedir bugünü bekliyordu. Ecdat ruhuyla hareket eden, kendini milletine adamış, inançlı, cesur yürek kadrolar işbaşına gelsin ve bu yanlışı düzeltsin istiyordu millet. 1950'de Demokrat Parti iktidarıyla bir fırsat yakalandı. İnandığı değerlerle hareket eden, ÖNCE MİLLET diyen bir iktidar vardı ve fakat uzun sürmedi. Millete, milletin tercihine tahammül edemediler.. Menderes'in 10 yıllık iktidarında 5 hükümet değişikliği oldu bunu kimse söylemez.. 10 yılda 5 hükümet.. Sonunda Menderes'i de bakanlarıyla darağaçlarında sallandırdılar. Ne oldu, memlekete huzur geldi mi? Bu düzenin değişmesi lazım. Buna 16 Nisan'da yine milletin kendisi karar verecek. Milletin kararına herkes boyun eğecek.

gazete

16 Mart 2017 Perşembe

Barış ve dostluk ihtiyacı

Ahmet TEZCAN

Barış ve dostluk ihtiyacı

16.3.2017

Rotterdam'da yaşananlardan sonra, Hollanda'nın bu şehriyle Ankara'nın geçmişte "Kardeş Şehir" filan olup olmadığını düşündüm.
Avrupa'nın en önemli şehirlerinden biridir Rotterdam, limanıyla da çok ünlüdür.
Ankara'nın da 50'ye yakın dünya şehri ile kardeşlik kurmuşluğu var. Yok, Ankara'nın kardeş şehirler listesinde Rotterdam'ın adı yok. Meğer İstanbul'un kardeş kentleri arasındaymış Rotterdam, yanlış hatırlamışım.
Mazallah Ankara'nın kardeşi olsaydı Hollanda'ya toz konduramayanlar neler söylerdi kim bilir?

***

Rotterdam'ın Belediye Başkanı (Ahmet Abutalip) Müslüman üstelik Kadir Topbaş da belki buna kanmıştır ama yaptıkları ne kardeşliğe, ne dindaşlığa sığar. Ahmet Abutalip'in adına kanmış, rahat diyalog kurabiliriz düşüncesiyle Rotterdam'la kardeş olmayı kabul etmiş olabilirler?!
Berberî asıllı başkanın Hollandalı Müslümanlarca "işbirlikçi" ilan edildiğini unutmamalıyız, Müslümanlık onun adında kalmış. Dünya genelinde barış ve dostluk anlayışının geliştirilmesine duyulan ihtiyaç göz nedeniyle bu tür birliktelikler kuruluyor.. Mevcut savaşların çoğu bizim mahallede, dünyanın dövüşe değil, barışa ihtiyacı var, kaybedenlerin büyük çoğunluğu maalesef bizim mahalleden. Avrupa, iki savaşta 100 milyon insanın kanını döktü hâlâ aklını başına almış değil. Hollanda'nın da Endonezya'da 3 bin 300 kişiyi kurşuna dizmişliği unutulamaz. Kendileri de bunun utancıyla toplu katliamı nitekim kabul etmeye mecbur kalarak dünyadan ve Endonezya'dan özür dilediler.

***

Konya'da Mevlevi dergâhının kapısına bir gün sarhoşlar dayanır, bağırıp çağırmakta içeri girmek istemektedirler. Kapıdaki itiş-kakış Mevlâna Hazretlerinin dikkatini çeker. Dervişler diz büker durumu izah etmeye çalışırlar. Mesele anlaşılınca der ki;
Ne oldu, onlar içtiler de siz mi sarhoş oldunuz?! Evet, akıl ile öfke aynı yerde oturur, biri gelince diğeri gider. Rotterdam'da sinir uçlarımızla oynadılar, gururumuz incindi, milli refleks harekete geçti. Bizim yetkililer de meydan okuma halinde "Misliyle mukabele" den söz ediyorlar. Neticede bu bir ahlâki duruştur ve Hollandalı yöneticilerin, bize karşı besledikleri kaygıyı, duyguyu ve korkuyu meşreplerince açık ettiler, bunu gördük. Wildersler, Rutteler gidecek, Hollanda ise orada kalacak unutmayalım.

gazete

3 Mart 2017 Cuma

44 gün kaldı


Ahmet TEZCAN

44 gün kaldı

3.3.2017

ABD'de Donald Trump 227 yılda ülkesinin 45 nci başkanı oldu.
Türkiye'de 1923'ten bu yana 65 hükümet görev yaptı; Hem de ne şartlarda?!
Üç ayda ömrünü tamamlamış hükümetler gördük.. Darbe anayasasını tam 18 kez değiştirmiş bir ülkeyiz biz. 82 Anayasasının milletin değerleri ile örtüşmediği ortada.. 15 Temmuz garabeti de aynı kafanın eseridir.
Millete, devlete yönelik kanlı bir suikasttır. Yani mevcut anayasal şartların her fırsatta bir müdahaleye cesaret veren zemini elde tutmaya yaradığı bir kere daha görülmüş, uçurumun kenarından dönülmüştür.
7 Haziran - 1 Kasım arasında yaşanan süreç de, sistemin tıkandığının açık göstergesidir.
Referanduma 44 gün kaldı ve neyin değiştirileceğini sıkça tekrarlamak lazım. En önemlisi yürütmede çift başlılığın kalkmasıdır.
Cumhurbaşkanı devletin başı, Devlet Başkanı ve yürütme yetkisine sahip..
Bir çırpıda nasıl anlatılır, şöyle?!
Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından 5 yıllığına ve en fazla 2 dönem için seçiliyor.
Üst düzey atamalar, görevden almalar onun yetkisinde. Milli güvenlik politikaları da öyle.. Temel haklar ile siyasi hak ve ödevler hariç kararnameler çıkarabilecek. Son genel seçimde yüzde 5 oy almış partilerle 100 bin seçmen, Cumhurbaşkanı adayı gösterebilecek. Yardımcılarını ve bakanları Cumhurbaşkanı tayin edip görevden alabiliyor.
Cumhurbaşkanı ve bakanlar için yargı yolu açılıyor. Seçimlerin yenilenmesine Cumhurbaşkanı, beşte üç çoğunluğuyla da Meclis karar verebiliyor. Böylece sistem tıkanırsa görev tekrar milli iradenin oluyor.
6 ayı geçmemek üzere Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebiliyor ve kararda Meclis'in onayı gerekiyor. Sıkıyönetim ise yeni anayasada yok. Bütçeyi Cumhurbaşkanı belirleyip Meclis'e sunacak ve bütçede son karar TBMM'nin olacak. Başbakanlık kaldırılıyor.
Cumhurbaşkanı ve milletvekili için seçim tarihi 3 Kasım 2019 ve birlikte olacak.
Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin partisiyle ilişkisi de devam edecek, hali hazır başbakanda olduğu gibi. Yargıyla ilgili hükümler net:
Bağımsızlık ilkesine "tarafsızlık" da ekleniyor.
HSYK, HSK oldu ve Kurul 13 üyeden oluşup, 2 daire halinde çalışacak. 4 üyesini Cumhurbaşkanı, 7 üyeyi de TBMM belirliyor ve görev süreleri 4 yıl ile sınırlanıyor. En önemlisi Cumhurbaşkanı için yargı yolu açılıyor.
Yargılama usulü ise 3 aşamalı: TBMM üye tam sayısının 5'te 3'ünün gizli oyuyla soruşturma, üye tam sayısının 3'te 2'sinin gizli oyuyla Yüce Divan'a sevk ve seçilmeye engel mahkûmiyet durumunda görevi sonlandırılıyor.
Disiplin mahkemeleri dışında -savaş hali hariç- askeri mahkemeler de kaldırılıyor.
44 gün sonra EVET ile Türkiye, yeni ufuklar için 'TAM YOL İLERİ' diyecek denizci deyimiyle, haydi vira bismillah.

gazete