Ahmet TEZCAN
Benim oyum?
27.3.2014
Uff ne seçimdi ama?
Evet, pazartesi günü böyle söyleyeceğiz, ama bitmeyecek, bence durum da değişmeyecek... YSK ise Cumhurbaşkanlığı seçimi için çalışmalara başlamış bile! Sahi 12.
Cumhurbaşkanı ne zaman seçilecek biliyor musunuz?! Yaklaşık 4 ay sonra (10 Ağustos'ta, ikinci tur da 24 Ağustos'ta) bu defa Köşk'ün yeni sahibini belirlemek için sandık başına gideceğiz.
Şimdiye kadar görüntüde Meclis seçiyordu cumhurbaşkanlarını ve şimdi ilk kez, halk seçecek. 12. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olacak. "Meclis seçiyordu" derken durup biraz düşünmek gerekecek; gerçekten bugüne kadar bu memlekette bütün cumhurbaşkanları Meclis'in hür idaresiyle mi seçildi diye...
Hepsi askerdi...
Ondan sonra 12 Eylül'ün darbe lideri Evren ve sonra Özal ile Demirel...
Ben Özal hariç Abdullah Gül'e kadar bütün cumhurbaşkanlarının malum mahfeller tarafından seçildiğini düşünüyorum.
Sadece cumhurbaşkanlarını mı?
İktidar ve muhalefet liderlerini, Başbakanları, Genelkurmay başkanlarını, Dışişleri ve Maliye bakanlarını... Artı, bazı önemli üniversite rektörleri, Merkez Başkanı ve bazı kurum başkanları, genel müdürler bile sözünü ettiğimiz irade(!) tarafından seçilmiştir... Bazı büyük gazetelerin genel yayın yönetmenleri de aynı şekilde.
Adına kısaca "VESAYET" denilen irade çok etkiliydi ve ucu okyanus ötesine uzanıyordu... İçerideki işbirlikçileriyle memleket idaresini yönlendiriyorlar, yönlendiremediklerini ezip geçiyorlardı. Çünkü Türkiye, idaresi ve iradesi kendi halkına bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir!
Muhalefette direnç gelişene kadar da müdahale devam eder. Belediye için gösterilen adaylar bile bu müdahalenin önemli göstergesidir.
Şimdi ben Ankara'da Mansur Yavaş'a neden oy vereyim? Genetiği uyuşmadığı bir partiden aday olduğu için mi? CHP kendi içinden bir aday bulamadı mı?
Yalnız Ankara'da değil ki, Balıkesir'de, Bursa'da, Çorum'da, Samsun'da birçok yerde durum aynı. Yolsuzluktan ihraç ettiği birini İstanbul'dan aday göstermek nasıl izah edilir?
Netice olarak şimdi benim kararım, ateş çemberi bir coğrafyada devletin idaresini üslenmiş bulunan hükümetten yanadır, şimdi oyun oynamanın, kızgınlık göstermenin zamanı değildir.
Evet, pazartesi günü böyle söyleyeceğiz, ama bitmeyecek, bence durum da değişmeyecek... YSK ise Cumhurbaşkanlığı seçimi için çalışmalara başlamış bile! Sahi 12.
Cumhurbaşkanı ne zaman seçilecek biliyor musunuz?! Yaklaşık 4 ay sonra (10 Ağustos'ta, ikinci tur da 24 Ağustos'ta) bu defa Köşk'ün yeni sahibini belirlemek için sandık başına gideceğiz.
Şimdiye kadar görüntüde Meclis seçiyordu cumhurbaşkanlarını ve şimdi ilk kez, halk seçecek. 12. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olacak. "Meclis seçiyordu" derken durup biraz düşünmek gerekecek; gerçekten bugüne kadar bu memlekette bütün cumhurbaşkanları Meclis'in hür idaresiyle mi seçildi diye...
***
Şöyle bir bakalım... Atatürk'ü, İnönü'yü hatta Bayar'ı geçelim, ondan sonrakiler 27 Mayıs İhtilali'nden sonra Gürsel, sonra Cevdet Sunay ve Korutürk...Hepsi askerdi...
Ondan sonra 12 Eylül'ün darbe lideri Evren ve sonra Özal ile Demirel...
Ben Özal hariç Abdullah Gül'e kadar bütün cumhurbaşkanlarının malum mahfeller tarafından seçildiğini düşünüyorum.
Sadece cumhurbaşkanlarını mı?
İktidar ve muhalefet liderlerini, Başbakanları, Genelkurmay başkanlarını, Dışişleri ve Maliye bakanlarını... Artı, bazı önemli üniversite rektörleri, Merkez Başkanı ve bazı kurum başkanları, genel müdürler bile sözünü ettiğimiz irade(!) tarafından seçilmiştir... Bazı büyük gazetelerin genel yayın yönetmenleri de aynı şekilde.
Adına kısaca "VESAYET" denilen irade çok etkiliydi ve ucu okyanus ötesine uzanıyordu... İçerideki işbirlikçileriyle memleket idaresini yönlendiriyorlar, yönlendiremediklerini ezip geçiyorlardı. Çünkü Türkiye, idaresi ve iradesi kendi halkına bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir!
***
Sistemin önemli ölçüde değişmekte olduğunu görüyoruz. Mevcut iktidara kızgınlığın esas sebebi de budur. Artık etkin şekilde müdahale edemiyorlar, bir telefonla bakan değiştiremiyorlar, memleketin kimyasıyla oynayamıyorlar. Türkiye'nin en zayıf yanı muhalefetidir ve ülkeyi en zayıf yanından vurmaya çalışıyorlar.Muhalefette direnç gelişene kadar da müdahale devam eder. Belediye için gösterilen adaylar bile bu müdahalenin önemli göstergesidir.
Şimdi ben Ankara'da Mansur Yavaş'a neden oy vereyim? Genetiği uyuşmadığı bir partiden aday olduğu için mi? CHP kendi içinden bir aday bulamadı mı?
Yalnız Ankara'da değil ki, Balıkesir'de, Bursa'da, Çorum'da, Samsun'da birçok yerde durum aynı. Yolsuzluktan ihraç ettiği birini İstanbul'dan aday göstermek nasıl izah edilir?
Netice olarak şimdi benim kararım, ateş çemberi bir coğrafyada devletin idaresini üslenmiş bulunan hükümetten yanadır, şimdi oyun oynamanın, kızgınlık göstermenin zamanı değildir.