19 Eylül 2013 Perşembe

Ders zili çalarken

Ahmet TEZCAN

Ders zili çalarken

19.9.2013

Yeni ders zili hafta başında çaldı ve milyonlar okullarına koştu.
Evet, milyonlar diyorum.. Tam 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen bu hafta dersbaşı yaptı. Okulu, öğretmeni, sırası, sınıfı ile bu nasıl bir faaliyettir ve ne anlama gelmektedir kestirmesi gerçekten çok güç ve çok önemli..
Bir kere sadece sayısal bakımdan olaya baksak; Dünyadaki birçok ülkenin nüfusu bizim okullardaki öğrenci sayımızdan daha azdır. Çok önemlidir; her türlü zararlı cereyanın ilk faaliyet göstermek istediği bir alandır eğitim.
Nitekim bu memlekette hükümetler yahut milli eğitim bakanları her değiştiğinde EĞİTİM SİSTEMİ de değiştirilmiştir.
İhtilal yönetimleri ve basın dâhil, birçok kesimin ilk ve en çok uğraştıkları eğitim ve münhasıran MÜFREDAT PROGRAMLARI olmuştur. Niye?!..
***
Başkent okul ve öğrenci sayısıyla eğitimi
n de üssü konumundadır.
2013-2014 eğitim öğretim yılında Başkentte 2 bin 200 okulda 950 bin öğrenci 60 bin öğretmenin inisiyatifine verildi.
Bunun 75 binini neredeyse emziğini bırakıp ilk kez okulla tanışan minikler oluşturuyor.
Çok güzel, çok önemli ve çok değerli bir alan eğitim.
Onun için bu nüfusun kimin eline, hangi şartlarda verildiği, ne olacağı, nasıl olacağı da çok önemlidir.
Meşhur misaldir, iyi yetişmemiş bir doktorun mesleği süresince iyileştiremeyip sakat ve hasta bıraktığı yahut öldürdüğü insan sayısı koca nüfus içinde belki ihmal edilebilir.
Ama aynı vasıftaki bir öğretmenin eline terk edilmiş nüfusun belki bir veya iki nesil ziyan edilmesi olur ki asla ihmale gelmez.
***
Ankara Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan'la konuştum dün. 2200 okul müdürü ile 5 madde üzerinde yoğunlaştıklarını söyledi. Günlerce çalışmışlar.. •Çocuklarımız için SİGARA, UYUŞ-
TURUCU VE ALKOLLE MÜCADELE Ankara'nın
birinci önceliğiymiş. (Bunların kullanım yaşının her geçen gün aşağıya indiğini her gün herkes söylüyorsa bu çok yerinde bir karar.) •Milli gün, hafta ve bayramlar yerli ve milli olacak, kuru, rutin, ruhsuz kutlamalar olmaktan çıkarılacak, duyguya yer verilecek. •Öğretmene saygı kültürü geliştirilecek. •Şiddet eğilimleri izlenerek özel çalışmalar yapılacak. •Kurumsal kimliğin ve aidiyet duygusunun gelişmesi için yine özel çaba sarfedilecek. Kamil Hoca bunları gönüllü öğretmenlerle yapacağız diyor. (Bu işleri angarya kabul eden, öğrencisiyle sigara, bira içebilen anlayışla değil yani..) Onlara Leo Buscaglia'nın "Yaşamak Sevmek ve Öğrenmek" adlı kitabını tavsiye ettim. Bütün öğretmenlere okutmalılar. Nabi Hoca iyi başladı, (Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'dan söz ediyorum.) mütevazı, sevimli, sıcak bir adam.. Yazı tahtasına öğrencilerin önünde kendi karikatürünü yaptı.
Bu defa eğitimde iyi bir sonuç alacağımıza inanıyorum ve bütün çocuklarımıza kazasız belasız, hayırlı bir okul dönemi diliyorum.

gazete

0 yorum:

Yorum Gönder