Kızartma yağları ne oluyor?
Ahmet Tezcan/Gel de yazma
Her daim kızartma mevsimidir bizim memleket, patatesten karnabahara biberden balık çeşitlerine kadar mutfaklarımızda kızartmamız hiç eksik olmaz.
Zaten Türk mutfağında ‘kızartmalar’ başlığı altında sıralanan yemekler çok önemli yekûn tutmaktadır. Hele şimdi tam balık mevsimi, özellikle hafta sonlarında başkentte hamsi tava yapılmayan ev yok gibidir.
Hangi çocuk patates kızartmasından vazgeçebilir? Bunu bildikleri için mısıra, patatese dayalı ‘cips’ sektörü belli tekeller elinde dünyada trilyonluk ciro yapıyor.
****
Lafı fazla dolandırmadan konuyu kızartma yağına getirmek istiyorum.
Bir litre kullanılmış bitkisel yağın 1 milyon litre suyu kirlettiğini biliyor muydunuz? Mutfakta kullanılan yağlar bir veya iki kullanımdan sonra lavaboya boşaltılıyor. Bu yağların bir bidona toplanıp değerlendirildiği hiçbir eve ben şahsen rastlamadım.
Adı üstünde ATIK, kullanılıp atılıyor. Bizde çevre bilinci fazla gelişmiş olmadığından bu gibi meselelere kafa yormuyoruz.
Avrupa’daki gibi BİYOYAKIT üretimi de fazla gelişmiş değil bu yüzden yağların çoğu ziyan oluyor. Oysa bu konu zararı ve zayiatı yönüyle çok ciddi.
****
Mustafa Ezici bu atıkların değerlenmesi için çaba sarfeden birkaç kişiden biri, bizim de arkadaşımız. Yıllardır ne mücadele verdiğini yakından biliyorum. Rakamları sıralayınca aklım durdu. Yılda 350 bin ton atık yağdan bahsediyor. Kaynaklar kirletildiği için “Yakında içme suyu dahi bulamayacağız” diyor.
En önemlisi 2008’de çıkarılan kanuna rağmen belediyeler toplama konusunda üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmiyorlar. Atık yağ; Tarım, Sağlık, Çevre, Enerji gibi bakanlıkların da konusu fakat faaliyetleri yeterli değil.
Recep Akdağ, sigara ile mücadelesinin, Taner Yıldız, petrol heyecanının, Erdoğan Albayrak TOKİ çabasının, Mehdi Eker de yağlı tohuma harcadığı mesainin onda birini bu konuya ayırsa bir petrol damarı bulmuş kadar kaynak elde edebiliriz.