2 Ağustos 2012 Perşembe

Kocatepe Camii’ne mahya neden asılmaz?



Gel de yazma
Bilhassa büyük şehirlerin ulu camilerinde Ramazan’ın MAHYA yazılarıyla
anılması eski bir gelenektir. Bu gelenek günümüzde ağırlıkla İstanbul camilerinde
devam ettirilmektedir.
İstanbul dışında mahyacılık bildiğim kadarıyla, “eski payitaht” olması
hasebiyle Edirne’de, Bursa’da sürdürülüyor.
İlk başkent Konya’da da camilere zaman zaman mahya asıldığı oldu.

****

Bu sanatın başlangıcı 16 yüzyıla, II. Selim dönemine kadar uzanıyor. Bir
Osmanlı sanatı olan mahyacılık, tıpkı Karagöz-Hacivat, ortaoyunu, meddah
kadar bizimdir. Devrin hafızlarından Ahmed Kefevi’nin Ramazan girince
Sultanahmet Camii'ne bir kandil asmasıyla başlayıp geliştiğini söyleyenler var.
Mahya sonraki yıllarda çok önemli hale gelmiş. Öyle ki; sırf mahya kurulsun
diye Eyüp minarelerinin boylarının yükseltildiği, Üsküdar Camii tek minareliyken
vatandaşın mahya talebi nedeniyle ikinci bir minare ilave edildiği
kaydedilmektedir.

****

Şimdiki iletişim araçlarının olmadığı dönemlerde mahya yazılarının çok
büyük merak uyandırmış. İnsanlar ne yazılacağını merakla beklerken mahya
ustaları yazacakları sözü sır gibi saklar birbirlerine göstermezlermiş.
 "Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan" veya “elveda” , "Ya Allah", Ya
Muhammed", "Oruç Tut Sıhhat Bul", "Şefaat Ya Resulullah" gibi ifadelerin
yanı sıra devre göre bu sözlerin yerini veciz(!) siyasi mesajların aldığı da olmuş.
Mesela Cumhuriyet devri mahyalarında:"Ne Mutlu Türk'üm Diyene",
"Cumhuriyet Fazilettir", "Varol İnönü", "Atatürk" , "Para biriktir", "Yerli malı
kullan" gibi yazılar yazılmış
Eskiden kandil gecelerinde de mahya çekilirmiş. Bir keresinde Kadir gecesi
topun patlamasıyla birlikte ezanlarla kocaman bir “La ilahe illallah,
Muhammeden Resulullah” yazısı aydınlatılınca halk çok heyecanlanmış, iftarı
unutup pencerelere, yüksekçe yerlere koşuşmuşlar.

****

Yani Ramazan’ı camilerde renklendirmek, hareketlendirmek, heyecan
katmak gerekiyor, insanları namaza, oruca, ibadete teşvik etmek, sevdirmek için.
Mahyanın espirisi de biraz bu.. Mahyacılıkta “kandil” döneminden “lazer” çağına
ulaştık. Her gece lazerle Camilere mahya yazısı yazmak mümkünken Başkentte
koskoca Kocatepe Camiine neden mahya çekilmez merak etmişimdir?!
Bırakın mahyayı Kocatepe’de ibadet dahi eziyet olmaya başladı. 1 trilyona
yaptırıldığı söylenen cami içindeki asansör çalıştırılmıyor. Engellilerin camiye
girebilmesi ancak kucağa alınarak mümkün olabilir.
Üstelik Ramazan gününde park alanında inşaat başlattılar kompresörle
günlerce insanların kafasını ütülediler. Daha çok ziyaretçilerin oluşturduğu
Kocatepe cemaati Cuma, teravih namazlarına arabalarıyla geliyor. Başlı başına bir
sorun olan “cami çevresi otopark işletmeciliği” anlayışıyla camiye gelen
vatandaş bunaltılıyor.
Bütün bu olumsuzluklar Reis’in “Görmez” tarafına denk geliyor olmalı!
Diyanet Vakfı’nın burada iyi sınav verdiğini söylemek zor. İnsanlar bu
muhteşem ortamda ibadetten daha fazla haz almalı diye düşünüyorum.


0 yorum:

Yorum Gönder