1 Temmuz 2012 Pazar

Trafikte çok laubaliyiz


                                                                                                         Gel de yazma
 
Evet, ölüm de bir nimet ancak onun da makul şekli var, hiç kimse yanarak,
parçalanarak, boğularak ölmek istemez..
Trafik kazalarında ise ölümlerden ölüm beğen adeta! Yanan, parçalanan her
çeşidine rastlanıyor Allah Muhafaza..
Bizde trafik meselesi hiç ciddiye almadığımız bir konudur.
Otomobil alımlarını kolaylaştıran kredilendirme sisteminden tutun, sürücü
kursları, ehliyet, denetim sistemi, cezalar, park meselesine kadar trafikle ilgili bütün
konularda devletçe ve milletçe “LAKAYT” bir durum içindeyiz.

****

Burada şimdi ölüm istatistiği filan vermeyeceğim, yalnız bir şey söyleyeceğim: En
güvenli alan dahi böylesine kayıtsızlık durumunda yeminle söylüyorum insan için en
riskli en güvensiz konu olup çıkabilir.
Trafik kazalarının çok çeşitli çok taraflı sebepleri var. Otomobil kadar hiçbir edinip
teşvik görmemiştir. Konutta aynı kolaylık sağlansaydı herkesin başını sokacak bir evi
olurdu, para da memlekette kalırdı. Sıfır faizli bol alternatifli otomobil kredileriyle
edinilen yüz binlerce aracın (çoğu ithal) yağmur gibi trafiğe katıldığı bir gerçek, bütün
cadde ve sokaklar sağlı sollu araba..
Buna karşılık devlet ve millet olarak en fazla parayı petrole ödüyoruz. 
Bu memleketin en yüksek faturası mazot, benzin!

****

Şimdi tatil mevsimi, yollar yine arı kovanı gibi vızır vızır, gelenin gidenin hesabı
yok, dolayısıyla kazalarında..
Ulaştırma’dan sorumlu bakanımız Binali Yıldırım, “Yolların kralı olmaz kuralı
olur” diye istediği kadar gırtlak patlatsın; “Yolların Kralı” olmaya aday on binlerce
sürücü trafikte olduktan sonra yapacak bir şey yok gibi. “Bişey olmaz Allahın
izniyle” diyen geçiyor direksiyona, basıyor gaza ve on binlerce insanın cansız bedenleri
saçılıyor yollara!
İnsan umutsuzluğa kapılıyor ister istemez.
****

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkanıİhsan
Memiş özellikle otobüslere dikkat çekmiş, çarpıcı ifadeler var.
Yüzde 94 gibi yüksek yoğunluklu karayolu yolcu taşımacılığının yapıldığı
ülkemizde en yaygın araç da otobüs, otobüs kazalarına sebep de yüzde 90 şöyle
sıralanıyor: uykusuzluk, aşırı yorgunluk, terminal çıkışında değiştirilen şoför ve hız..
Öyle olunca trafikteki can kayıplarıyla Türkiye, dünya üçüncüsü!
Dernek olarak Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğüne yazı yazmışlar, önerileri
şöyle sıralanıyor:
 Kazaya karışan otobüslerin firma isimleri saklanmasın, hava ve denizyolu
taşımacılığında olduğu gibi açık edilerek kamuoyuna duyurulsun.
 Kalkış ile varış mesafesi 600 km’yi geçiyorsa çift şoför, mesafe uzadığı
takdirde 3 şoför uygulamasına dikkat..
 Otobüslerin önden ve arkadan kamerayla izlenmesi, şoför ve yolcu güvenliği
için bu çok gerekli. Yasak olmasına rağmen bazı şoförler hâlâ sigara içiyor ve
cep telefonu ellerinden düşmüyor.
 Sıkça başvurulan bir yöntem olarak, terminalden çift çıkan ve imza veren
şoförün yolda direksiyonu korsana devretmesinin önüne geçilmesi.
En önemlisi tabi; bunların sıkı şekilde denetlenmesi ve kazaya sebep olanların
ağır şekilde cezalandırılmasıdır. Bize düşen de bunları bıkmadan usanmadan yazmak.

0 yorum:

Yorum Gönder