5 Temmuz 2012 Perşembe

Meclis’te ölçü



                                                                                            Gel de yazma

Milletin ilgisinden mi yoksa ilgisine özellikle sunulmasından mıdır nedir;
bizde siyasiler ve siyaset her an gündem konusu.
Politikacıları bizdeki kadar haber olan yahut politikacısız yayın yapamayan
medyaya sahip bir başka ülke var mıdır merak ediyorum?! Bazı basın yayın
organları yemek tarifini bile bir politikacı eşliğinde yapmayı marifet sayıyor.
Siyaset ve medya birbirine çok kolay ‘malzeme’, birbirini besleyen iki taraf
sanki!
Her ikisi de olmadan olmaz evet, ama bu kadarı da olmaz.
Meclis kürsüsünde güya memleket meselesi için kravat ceket fora edilerek
pankart açılırsa biri de onu çeker ve yayınlar. (Aynı şahsın eşeğe binmesi de
haber yapılmıştı. Hatırlarsanız sazlarıyla sözleriyle âşık atışmaları da Mecliste ilk
kez, aynı politikacının öncülüğünde gerçekleşmişti.)
Meclisteki eylemlerin sorunların çözümüne ne kadar katkı sağladığı tartışılır.
Meclis faaliyetleri eskisi kadar Meclis TV’den her an canlı olarak verilemiyor
malum. Ne kadar şikâyet konusu olsa da bu durum bence sürekli tribüne
oynamak isteyen gayretlerin bir sonucudur.
Bazı vekiller nedense “Meclis eylem yeri midir, söylem yeri midir”
birbirine karıştırıyor. Eğer Meclis eylem alanı olmuş olsaydı adına “konuşulan,
tartışılan yer” anlamında “parlamento” denilmezdi.
Neyse Meclis artık tatile girdi, yasama ve denetim faaliyetine hiç katkı
sağlamayan bu şovlar bir süreliğine seçim bölgelerine kayacak.

****

Meclis özellikle son günlerde harala gürele bir mücadeleyle çok önemli
yasalara imza attı.
Başkan Cemil Çiçek, dün meclisin çalışmalarıyla ilgili bilgi verirken
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun kurulması ve yeni anayasa çalışmalarını
“yasama yılının en önemli faaliyeti” olarak değerlendirdi.
Gerçekten bu Meclis, içinden çıktığı milletin Anayasasını onun değerleriyle
meczedip ilk kez ve hiçbir baskı altında kalmadan yaparsa çok tarihi bir görev
yapmış olacak.
Şimdiye kadar bu iş, meclisin eline tutuşturulan ve angajmanlarla dolu
metinler etrafında dönüp durmuş, dolayısıyla Milletin değerleri ve demokratik
anlayış “sınırlı sorumlu” olarak yansıtılabilmişti.
Bu defa öyle olmayacak, vesayetten uzak bu Meclis bunu başaracak.

****

Tutuklu bazı şahısların milletvekilli seçtirilerek kurtarılmak istenmesi ve bu
yüzden yaşanan yemin kriziyle yeni yasama dönemine başlayan Meclis, zor
dönemde önemli görevler yaptı.
Ne kadar yasa yapıldı, faaliyetler nelerdi bugünkü basında var.
Gerilimli ve bol şovlu geçen bu dönem Başkan Cemil Çiçek’e de soruldu.
“Meclisin teker teker şahıslarımızdan öte bir kimliği ve onuru vardır”
diyen Çiçek’in şu sözleri meramımızı özetledi:
“Kendimizden çok daha fazla onu korumak gibi bir sorumluluğumuz var.
Millete karşı, vicdanımıza karşı sorumluluğumuz var. Bir şey söyleyecek, yapacak
olanın dokuz defa düşünüp bir defa yapmış olması gerekir. Zannediyorum bazı
görüntüler, sözler, tavırlar, kamuoyu tarafından da hoş karşılanmıyor. Milletvekili
açısından bu konuların en evvel düşünülmesi gerekiyor.”

Fazla söze gerek yok. Meclis açıldığında da yazmıştım Hz. Mevlana
“Sesinizi yükseltmeyin sözünüzü yükseltin” diye sanki Meclis üyelerine
söylemiş.
Bir şey daha demiş:
“Önünüze her konulanı yemeyin, ağzınıza her geleni söylemeyin”

0 yorum:

Yorum Gönder